kamaş|mak |
<< ETü kamaş- göz veya diş kamaşmak < ETü kama- kamaşmak, körelmek +Iş- |
|
kambiyo |
~ İt cambio [dev.] her tür değişim, değiştirme, değiştokuş etme < OLat cambiare değiştokuş etmek ~? Kelt *kamb- |
|
kambur |
~ Yun kambylos sırtı eğri kişi, kambur << EYun kámpylos κάμπυλος a.a. (< EYun kámptō κάμπτω eğmek, bükmek ) < HAvr *kh₂emp- (*kamp-) a.a. |
|
kamçı |
<< ETü kamçı dövme aleti, at penisi <<? ETü *kamışġı < ETü kam- öldüresiye dövmek |
|
kamelya |
~ YLat camellia bir çiçek cinsi ☼ (İlk kullanım: 1753 Linnaeus, İsv. botanikçi.) < öz Josef Kamel Filipinlerin bitki örtüsünü inceleyen Alman asıllı Jezüit rahibi (1661-1706) |
|
kameo |
[ Milliyet - gazete, 1998] ~ İng cameo 1. farklı renkte iki tabaka kıymetli taş üzerine yapılan minyatür portre, 2. bir edebi eser veya sinemada, eserin bütünü içinde küçük yer tutan minyatür karakter rolü ~ İt cameo 1. a.a. ~ OLat cammeus a.a. (Kaynak: DuCL sf. 3:54) Not: İlk kez İtalya'da 1473'te kaydedilen sözcüğün kaynağı belirsizdir. 10.12.2015 |
|
kamer |
~ Ar ḳamar قمر [#ḳmr faˁal ] ay |
|
kamera |
~ İng camera fotoğraf veya film makinası < Lat camera obscura «karanlık oda», bir delik ve mercek yardımıyla nesnelerin görüntüsünü yansıtan cihaz < Lat camera oda ~ EYun kámara κάμαρα a.a. |
|
kameriye |
~ İt camarilla [küç.] odacık, köşk, paviyon < Lat camara oda ~ EYun kámara taş kubbeli oda |
|
kamet |
~ Ar ḳāma(t) قامة [#ḳwm faˁla(t) msd.] 1. duruş, boy, endam, 2. namaz için ayakta durma < Ar ḳāma قَامَ ayağa kalktı, durdu |
|
kamış |
<< ETü kamış kamış, değnek? < ETü kam- dövmek +Iş |
|