kaşe |
~ Fr cachet metal baskı, mühür, damga < Fr cacher bastırmak [esk.] +et° << Lat coactare sıkmak, kısmak, basmak < Lat con+ agere, act- yapmak |
|
kaşı|mak |
<< ETü kaşı- kazımak, kaşımak |
|
kaşık |
<< ETü kaşuk (tahtadan yontulmuş) kaşık <? ETü kaşı- yontmak, kazımak +Uk |
|
kaşıkçıl |
<< TTü kaşıkçin kaşık gagalı su kuşu < ETü *çin kuş |
|
kâşif |
~ Ar kāşif كاشف [#kşf fāˁil fa.] keşfeden, bulan < Ar kaşafa كَشَفَ buldu |
|
kaşkariko |
"tuzak (argo)" [ Ahmed Rasim, Şehir Mektupları, 1898] ≈ Yun kaskaríka κασκαρίκα kandırmaca, tuzak < İt cascare düşmek, tuzağa düşmek → kasko 12.03.2018 |
|
kaşkaval |
~ İt caciocavallo «at peyniri», kaşar peynirine benzeyen Güney İtalya'ya özgü bir tür peynir § İt cacio peynir (<< Lat caseus/caseum a.a. ) + İt cavallo at |
|
kaşkol |
~ Fr cache-col boyunluk § Fr cache sakla + Fr col boyun |
|
kaşmir |
~ Fr cachemire / İng cashmere Keşmir şalı taklidi bir tür ince yünlü kumaş < öz Kaşmīr Kuzey Hindistan'da bir ülke, Keşmir |
|
kat|mak |
<< ETü kat- 1. eklemek, karıştırmak [geçişli fiil], 2. katılaşmak [geçişsiz fiil] < ETü ka- koymak +It- |
|
kat1 |
<< ETü kat 1. tabaka, büklüm, 2. (Oğuzca) yan, nezd < ETü ka- koymak, katmak +Ut |
|