kızak |
<< OTü-KT kızak buzda kayma aracı |
|
kızamık |
<< ETü kızlamuk «kızıl benek», bir hastalık < ETü kızıl +mUk |
|
kızan |
< TTü kız- kızışmak, çiftleşme istemek +(g)An |
|
kızar|mak |
<< ETü kızar- kırmızı olmak < ETü *kız/*kızıġ kan rengi +Ar- |
|
kızıl |
<< ETü kızġıl/kızıl kızıl, kan rengi < ETü *kızıġ a.a. +Il2 |
|
kızılcık | ||
kızoğlan kız |
< TTü oğlan (kız veya erkek) çocuk |
|
ki |
~ Fa/OFa ki كه ilgi zamiri |
|
kibar |
~ Ar kibār كِبار [#kbr fiˁāl çoğ.] büyükler, ekâbir < Ar kabīr كبير [t.] büyük |
|
kibbutz |
~ Yİbr ḳibbutz קִבּוּצ [#ḳbṣ] 1. toplanma, bir araya gelme, birlik, 2. İsrail'de kolektif mülkiyete dayalı topluluk < İbr ḳabaṣ קבצ toplama, bir araya getirme ≈ Ar ḳabḍ قبض (eliyle) sıkıca kavrama, tutma, elini yumruk yapma |
|
kibir |
~ Ar kibr كِبْر [#kbr fiˁl ] büyüklük, azamet, büyüklük taslama < Ar kabura/kabira كَبُِرَ büyük idi, büyüdü |
|