kıvırcık |
< TTü kıvır kırışık, buruşuk +çUk |
|
kıvrak |
<< OTü-KT kıvrak kıvrık, kıvırcık < OTü kıvur- bükmek, buruşturmak, kıvırmak +(g)Ak |
|
kıvran|mak |
< TTü kıvra- kıvrılmak, buruşmak +In- |
|
kıy|mak |
<< ETü kıy- (bıçak veya başka aletle) kesmek, bedensel ceza vermek << ETü kıd- kesmek |
|
kıyafet |
~ Ar ḳiyāfa(t) قيافة [#ḳyf fiˁāla(t) msd.] 1. kılık, dış görünüm, 2. kişinin görüntüsünden hangi aile veya aşirete mensup olduğunu anlama ilmi, 3. bir kavim veya aşirete özgü giyim tarzı |
|
kıyak |
TTü: "kıyasıya, canlı" [ anon., Ferec ba'd eş-şidde, <1451] < ETü kıy- +(g)Ak → kıy- Benzer sözcükler: kıyakçı 13.12.2015 |
|
kıyam |
~ Ar ḳiyām قيام [#ḳwm fiˁāl msd.] ayağa kalkma, kalkışma < Ar ḳāma قام durdu, ayağa kalktı |
|
kıyamet |
~ Ar ḳiyāma(t) قيامة [#ḳwm fiˁāla(t) msd.] 1. kalkışma, 2. İslam mitolojisinde ölülerin topluca dirilmesi < Ar ḳāma قام ayağa kalktı, durdu |
|
kıyas |
~ Ar ḳiyās قياس [#ḳys fiˁāl msd.] ölçüm, karşılaştırma, benzetme yoluyla akıl yürütme < Ar ḳāsa قاس ölçtü, karşılaştırdı |
|
kıyı |
<< ETü kıdıġ kenar < ETü kıd- kesmek +I(g) |
|
kıyma |
< ETü kıy- +mA |
|