kıvan|mak |
< ETü kıb kut, saadet, baht +(g)An- |
|
kıvanç |
< TTü kıvan- +(In)ç |
|
kıvılcım |
< TTü kığılça- kıvılcımlanmak +Im < onom kığıl kığıl kıvılcımlanma anlatan söz |
|
kıvır|mak |
< OTü kıvur- bükmek, burmak |
|
kıvırcık |
< TTü kıvır kırışık, buruşuk +çUk |
|
kıvrak |
KTü: "kıvırcık" [ Ebu Hayyan, Kitabu'l-İdrak, 1312] << OTü-KT kıvrak kıvrık, kıvırcık < OTü kıvur- bükmek, buruşturmak, kıvırmak +(g)Ak → kıvır- Not: Kıskıvrak deyiminde "bükerek kıvrılmış" anlamındadır. Anlam yelpazesinin genişliği nedeniyle, orijinal semantik yükün bir kısmını günümüzde kıvrık sözcüğüne aktarılmıştır. Benzer sözcükler: kıskıvrak 27.08.2017 |
|
kıvran|mak |
< TTü kıvra- kıvrılmak, buruşmak +In- |
|
kıy|mak |
<< ETü kıy- (bıçak veya başka aletle) kesmek, bedensel ceza vermek << ETü kıd- kesmek |
|
kıyafet |
~ Ar ḳiyāfa(t) قيافة [#ḳyf fiˁāla(t) msd.] 1. kılık, dış görünüm, 2. kişinin görüntüsünden hangi aile veya aşirete mensup olduğunu anlama ilmi, 3. bir kavim veya aşirete özgü giyim tarzı |
|
kıyak |
< ETü kıy- +(g)Ak |
|
kıyam |
~ Ar ḳiyām قيام [#ḳwm fiˁāl msd.] ayağa kalkma, kalkışma < Ar ḳāma قام durdu, ayağa kalktı |
|