kışır |
~ Ar ḳişr قِشْر [#ḳşr] kabuk < Ar ḳaşara قَشَرَ kabuk soydu |
|
kışkırt|mak |
<< OTü kışkır-/ġıjġır- haykırmak, çığlık atmak |
|
kışla |
<< ETü kışlaġ/kışlak kışlama yeri < ETü kışla- +I(g) < ETü kış +lA- |
|
kıt |
≈? ETü kız nadir, kıt |
|
kıta |
~ Ar ḳiṭˁa(t) قِطْعة [#ḳṭˁ fiˁla(t) mr.] bölük, kısım, kesim, askeri birlik, coğrafyada kıta, şiirde bölük, paragraf < Ar ḳaṭaˁa قَطَعَ kesti |
|
kıtal | ||
kıtık |
<< TTü kırtık kırpıntı < TTü kırt-/kırp-/kırk- |
|
kıtıpiyos |
~ Yun kato pión κατώ πιόν düşük nitelikli, değersiz § Yun kato κατώ aşağı, alçak, düşük + Yun pión πιόν nitelik, kimlik (< Yun piós πιός kim ) |
|
kıtır |
: onom gevrek nesne sesi, kesme sesi |
|
kıtlama |
<< TTü kırtlama kemirme < onom kırt kemirme ve ısırma sesi |
|
kıvam |
~ Ar ḳiwām قوام [#ḳwm fiˁāl msd.] bir arada durma, mukavemet, konsistans < Ar ḳāma قام durdu |
|