kıt |
≈? ETü kız nadir, kıt |
|
kıta |
~ Ar ḳiṭˁa(t) قِطْعة [#ḳṭˁ fiˁla(t) mr.] bölük, kısım, kesim, askeri birlik, coğrafyada kıta, şiirde bölük, paragraf < Ar ḳaṭaˁa قَطَعَ kesti |
|
kıtal |
~ Ar ḳitāl قِتَال [#ḳtl fiˁāl msd.] mukatele (öldürüşme), katliam (toplu öldürme) < Ar ḳatala قَتَلَ öldürdü |
|
kıtık |
<< TTü kırtık kırpıntı < TTü kırt-/kırp-/kırk- |
|
kıtıpiyos |
~ Yun kato pión κατώ πιόν düşük nitelikli, değersiz § Yun kato κατώ aşağı, alçak, düşük + Yun pión πιόν nitelik, kimlik (< Yun piós πιός kim ) |
|
kıtır |
TTü: "... yalan" [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] : onom gevrek nesne sesi, kesme sesi → kırt Not: Argoya özgü "yalan" anlamı muhtemelen "kesmek" fiilini ima eder. Benzer sözcükler: kıtır kıtır, kıtırdamak, kıtırdak, kıtırtı 02.05.2019 |
|
kıtlama |
<< TTü kırtlama kemirme < onom kırt kemirme ve ısırma sesi |
|
kıvam |
~ Ar ḳiwām قوام [#ḳwm fiˁāl msd.] bir arada durma, mukavemet, konsistans < Ar ḳāma قام durdu |
|
kıvan|mak |
< ETü kıb kut, saadet, baht +(g)An- |
|
kıvanç |
< TTü kıvan- +(In)ç |
|
kıvılcım |
< TTü kığılça- kıvılcımlanmak +Im < onom kığıl kığıl kıvılcımlanma anlatan söz |
|