küt2 |
: onom sert vurma sesi |
|
küt3 böreği |
<< TTü Kürt böreği kızartma yufka ve pudra şekeri ile yapılan bir börek |
|
kütikül |
~ Fr cuticule / İng cuticle dericik, yaprak zarı, tırnak dibi derisi ~ Lat cuticulus [küç.] dericik < Lat cutis deri +icul° |
|
kütle |
~ Ar kutla(t) كتلة [#ktl fuˁla(t) mr.] yığın, küme < Ar katala كتل yığdı |
|
kütük |
~ OYun kōdikos κώδικος 1. ağaç gövdesi, tomruk, 2. büyük defter, yasa külliyatı ~ Lat cōdex, cōdic- a.a. |
|
kütüphane | ||
küvet |
~ Fr cuvette [küç.] leğen, yıkama veya yıkanma teknesi < Fr cuve varil, fıçı +et° << Lat cupa varil, fıçı |
|
lâ |
~ Ar lā لا değil, yok, hayır (edat) |
|
labada |
~ Yun lápatha [çoğ.] < Yun lápathon λάπαθον yaprakları yenen bir yaban otu, rumex patientia << EYun lápathon/lápathos λάπαθον a.a. (Kaynak: LS sf. 1030)≈? EYun laparós λαπαρός yumuşak, kof |
|
labia |
~ İng/Lat labia < Lat labia pudendi [çoğ.] kadın cinsel organının dudakları < Lat labium dudak << HAvr *leb- a.a. |
|
labirent |
~ Fr labyrinth mağara ve dehlizlerden oluşan karmaşık yapı ~ EYun labyrínthos λαβυρίνθος a.a., özellikle Girit kralı Minos'un yaptırdığı dehliz << AYun dapurito- |
|