istikamet |
~ Ar istiḳāma(t) إستقامة [#ḳwm istifˁāla(t) X msd.] dik durma, düz gitme, doğruluk, dürüstlük < Ar ḳāma قَامَ durdu |
|
istikbal |
~ Ar istiḳbāl إستقبال [#ḳbl istifˁāl X msd.] 1. yönelme, karşılama, 2. konuk kabul etme < Ar ḳabala قَبَلَ yöneldi / Ar ḳabila قَبِلَ aldı |
|
istiklal |
~ Ar istiḳlāl إستقلال [#ḳll istifˁāl X msd.] 1. küçümseme, hiçe sayma, 2. hükümdarı hiçe sayma, isyan, bağımsızlık < Ar ḳalla قَلَّ az idi, küçük idi |
|
istikrah |
~ Ar istikrāh إستكراه [#krh istifˁāl X msd.] iğrenme, nefret etme < Ar kariha كَرِهَ iğrendi |
|
istikrar |
~ Ar istiḳrār إستقرار [#ḳrr istifˁāl X msd.] kararlı olma, olduğu yerde durma < Ar ḳarra قرّ durdu, karar kıldı |
|
istikraz | ||
istikşaf |
~ Ar istikşāf إستكشاف [#kşf istifˁāl X msd.] bulgulama, çaba ve emekle bulma < Ar kaşafa كشف buldu |
|
istila |
~ Ar istīlāˀ إستيلاء [#wly istifˁāl X msd.] üstün gelme, yenme, egemen olma < Ar walā وَلَا başında durdu, yönetti |
|
istilzam |
~ Ar istilzām إستلزام [#lzm istifˁāl X msd.] gerek sayma, gerektirme, gerekli kılma < Ar lazima لزم gerekti |
|
istim |
~ İng steam buhar << Ger *staum- a.a. |
|
istima |
~ Ar istimāˁ إستماع [#smˁ iftiˁāl VIII msd.] duyma < Ar samaˁa سَمَعَ duydu, dinledi |
|