islamofobi |
~ İng islamophobia patolojik İslam korkusu veya düşmanlığı |
|
islim |
<< TTü istim buhar ~ İng steam a.a. |
|
ismet |
~ Ar ˁiṣma(t) عصمة [#ˁṣm fiˁla(t) msd.] leke ve günahtan korunmuş olma, saflık, günahsızlık < Ar ˁaṣama عصم korudu, sakındı, esirgedi |
|
isnat |
~ Ar isnād إسناد [#snd ifˁāl IV msd.] dayama, dayandırma < Ar sanada سَنَدَ dayandı |
|
isot |
<< TTü issi ot kara biber § TTü issi sıcak, harlı + TTü ot |
|
ispanyolet | ||
ispari |
~ Yun spári σπάροι [çoğ.] < Yun/EYun spáros σπάρος karagöze benzer bir balık, sparus annularis |
|
ispat |
~ Ar iṯbāt إثبات [#s̠bt ifˁāl IV msd.] kalıcı kılma, kesinleştirme, kanıtlama < Ar aṯbata أَثْبَتَ [IV f.] kalıcı kıldı, sabitledi, kesinleştirdi < Ar ṯabata ثَبَتَ kaldı, sabitlendi |
|
ispati |
~ Yun spáthi σπάθη kürek, iskambilde bir renk << EYun spáthē σπάθη kürek |
|
ispençiyar |
~ İt speziale attar, baharatçı < İt spezie baharat, şifalı ot << Lat species 1. görünüm, biçim, 2. çeşit, tür, 3. ticari eşya çeşidi, özellikle kimyasal madde veya ot türü |
|
ispermeçet |
~ YLat sperma ceti ispermeçet balinasından elde edilen güzel kokulu muma benzer madde § Lat sperma sperm + Lat cetus balina |
|