inanç |
<< ETü ınanç güvenilen kimse, mutemet; bir unvan, vezir < ETü ınan- +(In)ç |
|
inat |
~ Ar ˁinād عناد [#ˁnd fiˁāl msd.] inat etme, keyfi veya sübjektif olma < Ar ˁanada عَنَدَ ısrar ve inat etti < Ar ˁind عِنْد taraf, sübjektif görüş |
|
inayet |
~ Ar ˁināya(t) عناية [#ˁny fiˁāla(t) msd.] 1. ilgilenme, önemseme, 2. özellikle Allah'ın gösterdiği lütuf < Ar ˁanā عنا ilgilendirdi, kaygılandırdı, anlamlı idi |
|
inbisat |
~ Ar inbisāṭ إنبساط [#bsṭ infiˁāl VII msd.] genleşme, rahatlama, ferahlama < Ar basaṭa بسط yaydı, açtı |
|
ince |
<< ETü inçge/yinçge ince, narin < ETü *yinç- küçülmek? daralmak? +gA << ETü *ñin(i)ş- |
|
incele|mek | ||
incentive |
~ İng incentive 1. özendirme, teşvik, 2. bir şirket elemanlarına ödül olarak verilen ayni hak veya ödül ~ Lat incentivus coşturan, harekete geçiren, oynatan (müzik) < Lat incinere şarkıya katılmak, eşlik etmek +()tiv° < Lat in+1 canere, cant- şarkı söylemek |
|
inci |
<< ETü yinçü inci ~ Çin zhēn- zhū 珍珠 «kıymetli cevher», a.a. |
|
incik |
<< OTü inçik/yinçik bacağın ince bölümü, ayak bileği < ETü *yinç- daralmak, incelmek +Uk |
|
incil |
~ Ar incīl إنجيل Kuran'a göre Hıristiyan dininin kutsal kitabı ~ Süry ewangiliyon ܐܘܢܓܠܝܘܢ İsa'nın havarilerince yazılmış hayat hikâyesi ~ EYun euangḗlion ευαγγήλιον 1. iyi haberci, müjdeci, 2. a.a. § EYun eû εῦ iyi, hayırlı + EYun ángēlos άγγηλος elçi, haberci (≈ EYun ángaros/angérios a.a. ~ Akad aggaru kraliyet hizmetkârı, ulak, elçi ) |
|
incin|mek |
<< OTü inçin-/yinçin- küçük düşmek, aşağılanmak ≈ ETü yinçür- boyun eğmek, hizmet etmek < ETü *yinç- inmek? küçülmek? +In- |
|