ihraç |
~ Ar iχrāc إخراج [#χrc ifˁāl IV msd.] çıkarma, harice atma < Ar χaraca خرج çıktı |
|
ihram |
~ Ar iḥrām إحرام [#ḥrm ifˁāl IV msd.] 1. yasaklama, 2. yasak yere veya hareme girme, özellikle hac esnasında harem-i şerife girme, 3. hac giysisi < Ar ḥarama حَرَمَ yasakladı |
|
ihsan |
~ Ar iḥsān إحسان [#ḥsn ifˁāl IV msd.] güzellik yapma, karşılıksız verme, hediye < Ar ḥasuna حَسُنَ güzel idi |
|
ihsas |
~ Ar iḥsās إحساس [#ḥss ifˁāl IV msd.] hissetme, algılama, sezme < Ar ḥassa حَسَّ duydu, kokladı |
|
ihtar |
~ Ar iχṭār إخطار [#χṭr ifˁāl IV msd.] uyarma < Ar χaṭara خطر dikildi, aydı, duygu veya düşünceye kapıldı |
|
ihtida | ||
ihtikâr |
~ Ar iḥtikār إحتكار [#ḥkr iftiˁāl VIII msd.] (özellikle buğdayda) stokçuluk veya istifçilik yapma, fiyat artışı beklentisiyle gıda maddesini stokta tutma < Ar ḥakara حكر stokçuluk yaptı, buğdayı elinde tuttu ~ Aram ḥākar חכר kiralama, özellikle buğday cinsinden ödenen arazi kirası |
|
ihtilaç |
~ Ar iχtilāc إختلاج [#χlc iftiˁāl VIII msd.] kıvranma, spazm < Ar χalaca خلج kıvrandı |
|
ihtilaf |
~ Ar iχtilāf إختلاف [#χlf iftiˁāl VIII msd.] 1. (gün ve gece gibi) zıt şeylerin ardarda gelmesi, alternasyon, 2. zıtlık, karşıtlık < Ar χalafa خلف ardından geldi, yerine geçti, karşıt idi |
|
ihtilal |
~ Ar iχtilāl إختلال [#χll iftiˁāl VIII msd.] bozulma, fesat, kargaşa < Ar χalla خَلَّ bozdu, hasar verdi |
|
ihtilat |
~ Ar iχtilāṭ إختلاط [#χlṭ iftiˁāl VIII msd.] karışma < Ar χalaṭa خَلَطَ kardı |
|