hurma |
~ Fa χurmā خرما yemiş, özellikle taze hurma << OFa χormag yemiş < OFa χordan, χor yemek |
|
hurra |
~ Fr hourra tezahürat bağırışı |
|
huruç |
~ Ar χurūc خروج [#χrc fuˁūl msd.] çıkma, yükselme, çıkış < Ar χaraca خرج çıktı |
|
huruf |
~ Ar ḥurūf حُروف [#ḥrf fuˁūl çoğ.] harfler < Ar ḥarf حَرْف [t.] |
|
husar |
~ Mac huszár başıbozuk süvari, akıncı ~ Sırp χusar хусар akıncı, korsan ~ Lat cursarius a.a. |
|
husul |
[ Hoca Sa'deddin Ef., Tacü't-Tevârih, 1574] ~ Ar ḥuṣūl حُصُول [#ḥṣl fuˁūl msd.] üreme, oluşma, elde edilme < Ar ḥaṣala حَصَلَ üredi, elde edildi Benzer sözcükler: husule gelmek Bu maddeye gönderenler: hasıl (hasıla, hasılat, velhasıl), havsala, istihsal (müstahsil), mahsul, muhassala, tahsil (tahsildar) 17.02.2018 |
|
husumet |
~ Ar χuṣūma(t) خصومة [#χṣm fuˁūla(t) msd.] düşmanlık, hukuki bir işlemde karşı karşıya gelme < Ar χaṣama خصم çatıştı, karşı geldi |
|
husus |
~ Ar χuṣūṣ خصوص [#χṣṣ fuˁūl msd.] 1. bir şeyin veya birinin payına düşme, ayrılmış olma, özel olma, 2. ayrıcalık, özellik < Ar χaṣṣa خَصَّ seçti, ayırdı, ayırdetti, pay etti |
|
husye |
~ Ar χuṣya(t) خصية [#χṣy fuˁla(t) mr.] testis |
|
huş |
~ Fa ġūş غوش akça ağaç veya kayın, betula |
|
huşu |
~ Ar χuşūˁ خشوع [#χşˁ fuˁūl msd.] tevazu, alçak gönüllülük < Ar χaşaˁa خشع tevazu ve saygı gösterdi |
|