hunhar |
~ Fa χūnχʷār خونخوار kan içici, gaddar, zalim § Fa χūn خون kan + Fa χʷār/χor خوار yiyen veya içen |
|
huni |
~ Yun χoní χωνί külah şeklinde sıvı akıtma aracı << OYun χoníon χωνίον [küç.] << EYun χoánē/χṓnē χοάνη/χώνη [dev.] akıtma yeri, ibriğin ağzı, huni +ion < EYun χéō χέω (sıvı) dökmek, akıtmak << HAvr *ǵʰew- (sıvı) dökmek, akıtmak |
|
hurafe |
~ Ar χurāfa(t) خرافة [#χrf fuˁāla(t) mr.] mitos, hayali hikâye < Ar χarafa خرف bunadı, boş konuştu, masal anlattı |
|
hurç |
~ Ar χurc/χarc خَُرْج [#χrc fuˁl ] atın eğerine çift taraflı olarak asılan heybe |
|
hurda1 |
~ Fa χorde خورده [pp.] yenmiş şey, artık, kırıntı, küçük ve önemsiz şey << OFa χʷartag a.a. < OFa χʷartan yemek +a |
|
hurda2 |
hīle ve χudˁa "yalan dolan" [ Seydi Ali Reis, Miratü'l-Memalik, 1557] ~ Ar χudˁa(t) خدعة [#χdˁ fuˁla(t) mr.] aldatma, hile < Ar χadaˁa خدع sakladı, kandırdı Not: 1920'lerden itibaren halk ağzında kullanılan galat biçimlerin yazı dilinde benimsemesi bilinçli bir politika olabileceği gibi, bilgisizlik ürünü de olabilir. Benzer sözcükler: hud'a 03.09.2017 |
|
hurdahaş |
~ Fa χord u χāş خورد و خاش kırık dökük § Fa χord خورده yenik, artık, kırıntı + Fa χāş خاش yonga, kırpıntı |
|
huri |
~ Ar ḥūr/ḥūrī حورية [#ḥwr] İslam inancında cennette bulunan güzel kadın (≈ OFa hurūst güzel-yüzlü, güzel biçimli ) ~ Ave hu-raoḏa a.a. § Ave hu güzel + Ave raoḏa- yetişme, büyüme, şekil, endam |
|
hurma |
~ Fa χurmā خرما yemiş, özellikle taze hurma << OFa χormag yemiş < OFa χordan, χor yemek |
|
hurra |
~ Fr hourra tezahürat bağırışı |
|
huruç |
~ Ar χurūc خروج [#χrc fuˁūl msd.] çıkma, yükselme, çıkış < Ar χaraca خرج çıktı |
|