husul |
Arapça ḥṣl kökünden gelen ḥuṣūl حُصُول "üreme, oluşma, elde edilme" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥaṣala حَصَلَ "üredi, elde edildi" fiilinin fuˁūl vezninde masdarıdır. |
|
husumet |
Arapça χṣm kökünden gelen χuṣūma(t) خصومة "düşmanlık, hukuki bir işlemde karşı karşıya gelme" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χaṣama خصم "çatıştı, karşı geldi" fiilinin fuˁūla(t) vezninde masdarıdır. |
|
husus |
Arapça χṣṣ kökünden gelen χuṣūṣ خصوص "1. bir şeyin veya birinin payına düşme, ayrılmış olma, özel olma, 2. ayrıcalık, özellik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χaṣṣa خَصَّ "seçti, ayırdı, ayırdetti, pay etti" fiilinin fuˁūl vezninde masdarıdır. |
|
husye |
Arapça χṣy kökünden gelen χuṣya(t) خصية "testis" sözcüğünden alıntıdır. |
|
huş |
Farsça ġūş غوش "akça ağaç veya kayın, betula" sözcüğünden alıntıdır. |
|
huşu |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) [ anon., Tezkiretü'l-Evliya terc., 1341]sordılar ki; 'χuşū ve ḥuzū nedür?' Eyitdi; 'Oldur kim kişi namaz kılurken bir süŋü-y-ile türtüp [mızrak sokup], bir yanıŋdan bir yanıŋa geçürürlerse, ol gerek tuymaya.' [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876]χuşūˁ: haya ile tevazu. "tanrı korkusu" [ Nazım Hikmet, , 1932]Tibette, çocuk Budanın karşısında vecde gelen Moğol Lamaları gibi hayret ve huşu ile bakınız. Köken Arapça χşˁ kökünden gelen χuşūˁ خشوع fuˁūl vezninde masdarıdır. "tevazu, alçak gönüllülük" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χaşaˁa خشع "tevazu ve saygı gösterdi" fiilininEk açıklama “Yüce bir varlık karşısında duyulan korku ile karışık saygı” anlamı (İngilizce awe karşılığı) Türkçeye özgü olup modern dönemde türemiştir. 22.09.2017 |
|
huşunet |
Arapça χşn kökünden gelen χuşūna(t) خُشُونة "sertlik, haşinlik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χaşuna خَشُنَ "kaba saba idi" fiilinin fuˁūla(t) vezninde masdarıdır. |
|
hutbe |
Arapça χṭb kökünden gelen χuṭba(t) خُطبة "formel konuşma, söylev, Cuma günü camide yapılan söylev" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça χaṭaba خَطَبَ "nutuk söyledi" fiilinin fuˁla(t) vezninde ismi merresidir. |
|
huy |
Farsça χū veya χūy خوى "tabiat, karakter" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen χōg sözcüğünden evrilmiştir. |
|
huzme |
Arapça ḥzm kökünden gelen ḥuzma(t) حزمة "bir kucak dolusu (odun, ekin), demet" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥazama حزم "bağladı, iki koluyla kucakladı" fiilinin fuˁla(t) vezninde ismi merresidir. |
|
huzur |
Arapça ḥḍr kökünden gelen ḥuḍūr حضور "1. hazır olma, mevcut olma, şimdi ve burada olma, 2. yerleşik olma, göçebe olmama, 3. rahat, asayiş" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḥaḍara حضر "hazır idi, durdu (hareketli ve seferi zıddı)" fiilinin fuˁūl vezninde masdarıdır. |
|