hipertrofi |
~ Fr hypertrophie aşırı büyüme ~ EYun ʰypertrophía ὑπερτροφία a.a. § EYun ʰyper ὕπερ çok, aşırı + EYun tréphō, troph- τρέφω, τροφ- yetişmek, yetiştirmek, beslemek, büyütmek +ia |
|
hipnotize |
~ Fr hypnotiser psikolojik telkin yoluyla derin uyku haline sokmak ~ İng hypnotise a.a. ☼ (İlk kullanım: 1847 Dr. James Braid, İng. tabip.) < EYun ʰýpnos ὕπνοσ uyku +ise- << HAvr *sup-nó-s < HAvr *swep- uyumak |
|
hipoalerjenik |
~ İng hypoallergenic az alerji doğuran |
|
hipodermik |
~ Fr hypodérmique deri altı |
|
hipodrom |
~ Fr hippodrome at yarışı yapılan yer § EYun ʰíppos ἱππος at + EYun drómos δρόμος koşu |
|
hipofiz | ||
hipoglisemi |
~ Fr hypoglycémie kan şekeri düşüklüğü § EYun ʰýpo ὑπο eksik, düşük + EYun glykýs γλυκύς tatlı + EYun ʰaîma ἁῖμα kan |
|
hipokaust |
~ İng hypocaust / Alm Hypokaust antik mimaride yer altından ısıtma sistemi ~ EYun ʰypókauston ὑπόκαυστον, a.a. § EYun ʰypó ὑπό alt + EYun kaíō, kau- καίω yakmak << HAvr *keh₂w- (*kāw-) a.a. |
|
hipokondri |
~ Fr hypochondrie hastalık hastalığı, semptomu olmayan hastalık duygusu ~ EYun ʰypoχóndrion ὑποχόνδριον [n.] göğüs kemiğinin altı ile mide arasındaki bölge, bu bölgede yoğunlaşan kaynağı belirsiz sancı, dalak ağrısı § EYun ʰypó ὑπό alt + EYun χóndros χόνδρος kıkırdak, göğüs kemiğinin alt ucu +ion |
|
hipopotam |
~ Fr hippopotame su aygırı ~ EYun ʰippopótamos ἱπποπόταμος «nehir atı», a.a. § EYun ʰíppos ἱππος at + EYun potamós ποταμός nehir |
|
hipotalamus |
~ YLat hypothalamus beyin merkezinde bulunan badem şeklinde organ ☼ (İlk kullanım: 1893 W. His, Alm. tabip.) § EYun hypo+ alt, altında + EYun thálamos θάλαμος hücre, odacık, evin iç odası |
|