hanüman |
~ Fa χān ū mān خان و مان ev bark << OFa χān ud mān a.a. (Kaynak: McK 93)§ Fa/OFa χān ev, konak + Fa/OFa mān ev, hane ≈ Fa/OFa māndan, mān- kalmak, barınmak |
|
hanzo |
< öz Hanzo Kemal Sunal'ın aynı adlı filminde bir karakter ☼ (İlk kullanım: 1975) < ? |
|
hap1 |
~ Ar ḥabb حبّ [#ḥbb] 1. tohum, tane, 2. tıpta tane haline getirilmiş ilaç |
|
hap2 |
: onom yeme ve yutma sesi |
|
hapaz |
< ? |
|
hapis |
[ İrşadü'l-Mülûk ve's-Selâtîn, 1387] ~ Ar ḥabs حبس [#ḥbs faˁl msd.] 1. tutsak etme, kapatma, 2. tutsaklık yeri < Ar ḥabasa حبس kıstı, kısıtladı, kapattı, hapsetti (≈ Aram #χbş חבש bağlama, özellikle sarık veya baş örtüsü bağlama, kuşak, at koşumu ≈ Akad abāşu bağlama ) Not: Karş. Akad abşu "kuşak, kemer". Benzer sözcükler: hapishane, hapsetmek 23.03.2018 |
|
happy hour |
~ İng happy hour mutlu saat, barda akşam yemeğinden önce indirimli içki satışı yapılan saat § İng happy 1. şanslı, rast gelen [esk.], 2. mutlu (< İng hap talih, şans ) ~ İng hour saat (~ Lat hora saat, mevsim, zaman ~ EYun ʰōra ὥρα a.a. ) |
|
hapşu |
: onom aksırma sesi |
|
har1 |
~ Ar ḥarr حرّ [#ḥrr faˁl msd.] ateş < Ar ḥarra حرّ kızdı, yandı |
|
har2 |
: onom şiddetli nefes sesi |
|
hara |
~ Fr haras damızlık at çiftliği ~? Ar faras فَرَس at |
|