hanım |
<< OTü χānum hükümdar eşine hitap şekli [1ci tekil kişi iyelik ekiyle] (Kaynak: Doerfer sf. III §1163.)< ETü χān hükümdar +Um |
|
hani1 |
<< TTü kanı hani, nerede [soru edatı] << ETü kañu/kayu a.a. |
|
hani2 |
~ Yun χánni χάννι bir balık türü, serranus hepatus << EYun χánnē χάννη a.a. |
|
hanif |
~ Ar ḥanīf حنيف [#ḥnf faˁīl sf.] 1. Kuran'da Hz. İbrahim'in dini inancını tanımlamak için kullanılan bir sıfat, 2. tek tanrıcı ~ Aram ḥanəphā חנפא [#ḥnp] pagan, putperest, kitabi dinlerden önceki dinlere mensup ≈ İbr ḥanēph חנף kâfir, dinsiz |
|
hantal |
~ Ar ḥanṭal/χanṭal حنطل/خنطل [#ḥnṭl q.] acı meyvesi müshil ve çocuk düşürücü olarak kullanılan bir bitki, ebucehil karpuzu, it hıyarı, colocynthis |
|
hanuka | ||
hanut |
~ Erm χanut խանութ dükkân ~ Aram ḥanūthā חַנוּתא dükkân ≈ İbr ḥānoth חָנוּת 1. çadır, 2. sanatkâr veya satıcı hücresi, dükkân < İbr ḥānāh çadır kurmak, konmak, yerleşmek (Kaynak: Jastrow sf. 482.) |
|
hanüman |
~ Fa χān ū mān خان و مان ev bark << OFa χān ud mān a.a. (Kaynak: McK 93)§ Fa/OFa χān ev, konak + Fa/OFa mān ev, hane ≈ Fa/OFa māndan, mān- kalmak, barınmak |
|
hanzo |
< öz Hanzo Kemal Sunal'ın aynı adlı filminde bir karakter ☼ (İlk kullanım: 1975) < ? |
|
hap1 |
~ Ar ḥabb حبّ [#ḥbb] 1. tohum, tane, 2. tıpta tane haline getirilmiş ilaç |
|
hap2 |
: onom yeme ve yutma sesi |
|