hane |
~ Fa χāne خانه 1. ev, konut, 2. Arap rakamlarında basamak << OFa χānag ev |
|
hanedan |
~ Fa χāne-dān خاندان ev, konut |
|
hanefi |
~ Ar ḥanafī حنفي İslam hukukunda Ebu Hanife mezhebi < öz Abū ḥanīfa أبو حنيفة İslam hukukçusu Numan bin Sabit'in künyesi (M 699-767) +ī <? Ar ḥanaf ayağı eğri, ayak parmakları yamuk olup topallayan |
|
hanende |
~ Fa χʷānande خواننده okuyan, şarkı söyleyen < Fa/OFa χʷāndan/χanīdan خواندن/خنيدن okumak, şarkı söylemek +anda ≈ Ave χʷan- a.a. << HAvr *swenh₂- (*swen-) şarkı söylemek |
|
hangar |
~ Fr hangar dört yanı açık üstü kapalı yapı, çardak [esk.], uçak deposu << EFr hangart a.a. ≈ OLat hangardum/hangardium |
|
hangi | ||
hanım |
<< OTü χānum hükümdar eşine hitap şekli [1ci tekil kişi iyelik ekiyle] (Kaynak: Doerfer sf. III §1163.)< ETü χān hükümdar +Um |
|
hani1 |
<< TTü kanı hani, nerede [soru edatı] << ETü kañu/kayu a.a. |
|
hani2 |
~ Yun χánni χάννι bir balık türü, serranus hepatus << EYun χánnē χάννη a.a. |
|
hanif |
~ Ar ḥanīf حنيف [#ḥnf faˁīl sf.] 1. Kuran'da Hz. İbrahim'in dini inancını tanımlamak için kullanılan bir sıfat, 2. tek tanrıcı ~ Aram ḥanəphā חנפא [#ḥnp] pagan, putperest, kitabi dinlerden önceki dinlere mensup ≈ İbr ḥanēph חנף kâfir, dinsiz |
|
hantal |
~ Ar ḥanṭal/χanṭal حنطل/خنطل [#ḥnṭl q.] acı meyvesi müshil ve çocuk düşürücü olarak kullanılan bir bitki, ebucehil karpuzu, it hıyarı, colocynthis |
|