halim |
~ Ar ḥalīm حليم [#ḥlm faˁīl sf.] yumuşak huylu < Ar ḥaluma حَلُمَ yumuşadı |
|
halis |
~ Ar χāliṣ خالص [#χlṣ fāˁil fa.] arı, saf, temiz < Ar χalaṣa خلص arındı, kurtuldu |
|
halita |
< Ar χalīṭ خليط [#χlṭ faˁīl sf.] karışık < Ar χalaṭa خَلَطَ karıştırdı |
|
halk1 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ] herhangi bir insan topluluğu, ahali ≈ Aram χelḳā חֶלְקָא [#χlḳ] pay, bölük, kısım < Aram χālaḳ חלק pay etmek, bölmek |
|
halk2 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ faˁl msd.] yaratma, yaratış < Ar χalaḳa خلق yarattı ≈ Aram χālaḳ חלק [#χlḳ] pay etme, düzeltme, düzenleme |
|
halka |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Ar ḥalḳa(t) حلقة [#ḥlḳ faˁla(t) mr.] yüzük, halka, zincir baklası Benzer sözcükler: halkalanmak 18.08.2017 |
|
hallaç |
~ Ar ḥallāc حلّاج [#ḥlc faˁˁāl mesl.] pamuk atıcı < Ar ḥalaca حلج özel değneği ile pamuk attı (Kaynak: Lane sf. I.626) |
|
halojen |
~ Fr halogène 1. kimyada klor ve benzeri elementler grubu, 2. bu gruptan gazları kullanan lamba ☼ (İlk kullanım: Jakob Berzelius, İsv. kimyacı (1779-1848).) § EYun ʰáls, halo- ἁλς, ἁλο- tuz (<< HAvr *séh₂ls (*sā́ls) a.a. ) + EYun genḗs, genēt- γενής, γενητ- doğuran |
|
halt |
~ Ar χalṭ/χilṭ خَلْط [#χlṭ faˁl msd.] 1. karışım, karıştırma, 2. eski tıpta insan bünyesini belirleyen dört maddenin her biri < Ar χalaṭa خَلَطَ kardı |
|
halter1 |
~ Fr haltère/haltéres spor amacıyla kaldırılan ağırlık << OLat halteres a.a. ~ EYun ʰaltḗres ἁλτήρες a.a. < EYun ʰallomai, ʰalto- ἅλλομαι sıçramak, ani hareketle kalkmak |
|
halter2 |
~ İng halter 1. hayvan veya insan boynuna takılan ip, koşum, yular, 2. giyside ip şeklinde boyun askısı << Eİng hælfter a.a. < Ger *halb- tutmak, iki şeyi birbirine bağlamak |
|