halihazır |
§ Ar ḥāl حال durum + Ar ḥāḍir حاضر şimdiki |
|
halik |
~ Ar χāliḳ خالق [#χlḳ fāˁil fa.] yaratan, Allah'ın sıfatlarından biri < Ar χalaḳa خلق yarattı |
|
halile |
~ Ar ḥalīla(t) حَلِيلَةُ [#ḥll faˁīla(t) sf. fem.] zevce < Ar ḥalīl حَلِيلُ [faˁīl ] nikahlı kişi, zevç < Ar ḥalla حلّ 1. çözdü, ihramdan çıktı, 2. nikahladı |
|
halim |
~ Ar ḥalīm حليم [#ḥlm faˁīl sf.] yumuşak huylu < Ar ḥaluma حَلُمَ yumuşadı |
|
halis |
~ Ar χāliṣ خالص [#χlṣ fāˁil fa.] arı, saf, temiz < Ar χalaṣa خلص arındı, kurtuldu |
|
halita |
[ Meninski, Thesaurus, 1680] < Ar χalīṭ خليط [#χlṭ faˁīl sf.] karışık < Ar χalaṭa خَلَطَ karıştırdı → halt Not: "Maden alaşımı" anlamı 19. yy sonlarından önce görülmez. 21.08.2014 |
|
halk1 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ] herhangi bir insan topluluğu, ahali ≈ Aram χelḳā חֶלְקָא [#χlḳ] pay, bölük, kısım < Aram χālaḳ חלק pay etmek, bölmek |
|
halk2 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ faˁl msd.] yaratma, yaratış < Ar χalaḳa خلق yarattı ≈ Aram χālaḳ חלק [#χlḳ] pay etme, düzeltme, düzenleme |
|
halka |
~ Ar ḥalḳa(t) حلقة [#ḥlḳ faˁla(t) mr.] yüzük, halka, zincir baklası |
|
hallaç |
~ Ar ḥallāc حلّاج [#ḥlc faˁˁāl mesl.] pamuk atıcı < Ar ḥalaca حلج özel değneği ile pamuk attı (Kaynak: Lane sf. I.626) |
|
halojen |
~ Fr halogène 1. kimyada klor ve benzeri elementler grubu, 2. bu gruptan gazları kullanan lamba ☼ (İlk kullanım: Jakob Berzelius, İsv. kimyacı (1779-1848).) § EYun ʰáls, halo- ἁλς, ἁλο- tuz (<< HAvr *séh₂ls (*sā́ls) a.a. ) + EYun genḗs, genēt- γενής, γενητ- doğuran |
|