hali |
~ Ar χāli خالٍ [#χlw fāˁil fa.] yalnız, tenha, ıssız, yoksun < Ar χalā خلا yalnız idi |
|
haliç |
~ Ar χalīc خليج [#χlc faˁīl sf.] çekinti, nehirden çekilen kanal, deniz kıyısındaki lagun, körfez < Ar χalaca خلج kıvrandı |
|
halife |
~ Ar χalīfa(t) خليفة [#χlf faˁīlā(t) sf. fem.] birinin yerine geçen, halef; İslam hükümdarı < Ar χalafa خَلَفَ yerine geçti, ardından geldi (≈ Aram ḥalaph חַלַף [#ḥlp] yerine (edat) ) |
|
halihazır |
§ Ar ḥāl حال durum + Ar ḥāḍir حاضر şimdiki |
|
halik |
~ Ar χāliḳ خالق [#χlḳ fāˁil fa.] yaratan, Allah'ın sıfatlarından biri < Ar χalaḳa خلق yarattı |
|
halile | ||
halim |
~ Ar ḥalīm حليم [#ḥlm faˁīl sf.] yumuşak huylu < Ar ḥaluma حَلُمَ yumuşadı |
|
halis |
~ Ar χāliṣ خالص [#χlṣ fāˁil fa.] arı, saf, temiz < Ar χalaṣa خلص arındı, kurtuldu |
|
halita |
< Ar χalīṭ خليط [#χlṭ faˁīl sf.] karışık < Ar χalaṭa خَلَطَ karıştırdı |
|
halk1 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ] herhangi bir insan topluluğu, ahali ≈ Aram χelḳā חֶלְקָא [#χlḳ] pay, bölük, kısım < Aram χālaḳ חלק pay etmek, bölmek |
|
halk2 |
~ Ar χalḳ خلق [#χlḳ faˁl msd.] yaratma, yaratış < Ar χalaḳa خلق yarattı ≈ Aram χālaḳ חלק [#χlḳ] pay etme, düzeltme, düzenleme |
|