hış |
: onom gevrek şey sesi, kuru yaprak sesi |
|
hışım |
~ Fa χişm/χēşm خشم/خيشم öfke << OFa hēşm a.a. ≈ Ave aeşma- a.a. |
|
hışır |
< onom hış/hışır gevrek nesne sesi |
|
hıyanet |
~ Ar χiyāna(t) خيانة [#χwn fiˁāla(t) msd.] hainlik etme, hainlik < Ar χāna خان hainlik etti |
|
hıyar |
~ Fa χiyār خيار salatalık, cucumis sativus |
|
hıyarşembe |
[ Filippo Argenti, Regola del Parlare Turco, 1533] ~ Fa χiyār şanbar خيار شنبر sıcak ülkelere özgü bir ağaç, cassia → hıyar 06.09.2017 |
|
hız |
~ Fa χīz خيز 1. sıçrama, hamle, 2. fırla! (emir) < Fa χāstan, χīz- خاستن, خيز kalkmak, sıçramak |
|
hızar |
~ Erm χzarar խզարար keski, büyük testere < Erm χiz խիզ kesme |
|
hızır |
~ Ar χiḍr خضر Kur'anda anılan ölümsüz bir şahsiyet < Ar χiḍr خضر [#χḍr] yeşillik, yaş meyve ve sebze ≈ Ar aχḍar أخضر yeşil |
|
hızma |
≈ Kürd xizêm burun takısı ~ Ar χizām/χizāma(t) خزام/خزامة [#χzm] develere takılan burun halkası < Ar χazama خزم ipe boncuk dizdi, devenin burnunu delerek halka geçirdi |
|
hi-fi |
~ İng hi-fi yüksek kaliteli ses kayıt sistemi ☼ (İlk kullanım: 1950) § İng high yüksek + İng fidelity sadakat (< Lat fidelis sadık < Lat fides güven, sadakat ) |
|