huzme |
~ Ar ḥuzma(t) حزمة [#ḥzm fuˁla(t) mr.] bir kucak dolusu (odun, ekin), demet < Ar ḥazama حزم bağladı, iki koluyla kucakladı |
|
huzur |
~ Ar ḥuḍūr حضور [#ḥḍr fuˁūl msd.] 1. hazır olma, mevcut olma, şimdi ve burada olma, 2. yerleşik olma, göçebe olmama, 3. rahat, asayiş < Ar ḥaḍara حضر hazır idi, durdu (hareketli ve seferi zıddı) |
|
hüccet |
~ Ar ḥucca(t) حجّة [#ḥcc fuˁla(t) ] belge, mahkemede delil |
|
hücre |
~ Ar ḥucra(t) حجرة [#ḥcr fuˁla(t) mr.] kapatılmış yer, oda < Ar ḥacara حجر kapattı, yasakladı |
|
hücum |
~ Ar hucūm هجوم [#hcm fuˁūl msd.] üstüne varma, saldırma < Ar hacama هجم üstüne vardı, saldırdı |
|
hüda |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Fa χodā خدا tanrı, hükümdar, sahip << OFa χʷadāy a.a. << Ave χʷa-dāta a.a. § Ave hva-/χʷa kendi + Ave dā- vermek, koymak, yapmak, yaratmak, belirlemek Not: Karş. Sogd χwatāw, Hwar χwadēw "hükümdar, rabb". Nihai anlamı "kendi-yaratılmış" veya “kendi-güçlü” (Yun autokratōr) olarak yorumlanabilir. Barth sf. 1862, 711-715. • Karş. hatun, hıdiv, kodaman. 20.04.2015 |
|
hüdayinabit |
~ Fa χudāyī nābit خداى نابت kendiliğinden biten (bitki) § Fa χudāyī خداى tanrısal, tanrıdan + Ar nābit نابت [#nbt fāˁil fa.] biten |
|
hüküm |
~ Ar ḥukm حُكْم [#ḥkm fuˁl msd.] 1. yargılama, 2. yargı, karar, buyruk < Ar ḥakama حَكَمَ yargıladı, hükmetti |
|
hükümdar |
§ Ar ḥukm حكم egemenlik + Fa dār دار tutan, sahip |
|
hükümet |
~ Ar ḥukūma(t) حكومة [#ḥkm fuˁūla(t) msd.] yönetim, egemenlik < Ar ḥakama حَكَمَ yargıladı, egemenlik erki kullandı |
|
hükümran |
§ Ar ḥukm حكم egemenlik + Fa rān ران süren (< Fa rāndan, rān- راندن, ران götürmek, sürmek < Fa raftan, rav- رفتن, رو gitmek ) |
|