gaz3 |
~ Fr gaze çok gevşek dokunmuş pamuklu bez < Ar ḳazz قزّ kaba ipekli kumaş ~ OFa kac/kaj a.a. |
|
gaza |
~ Ar ġazā(t)/ġazwa(t) غزاة/غزوة [#ġzw faˁla(t) msd.] 1. akın etme, yağma, talan, 2. İslam dini uğruna yapılan savaş < Ar ġazā غَزَا 1. murat etti, gayret etti, 2. akın etti |
|
gazal |
~ Ar ġazāl غزال [#ġzl] ceylan, antilop (≈ Aram ˁuzīlā a.a. ≈ Akad χuzālu/uzālu a.a. ) |
|
gazap |
~ Ar ġaḍab غضب [#ġḍb faˁal msd.] kızgınlık, öfke < Ar ġaḍuba غَدُبَ kızdı, öfkelendi |
|
gazel |
~ Ar ġazal غزل [#ġzl faˁal msd.] flört etme, aşk sözleri, aşk şiiri ≈? Ar ġazala غزل yün eğirdi |
|
gazete |
[ Ebubekir Ratib Ef., Nemçe Sefaretnamesi, 1792] ~ Fr gazette parayla satılan haber bülteni ~ Ven gazéta 1. kesecik, Venedik devletinde bir para birimi, 2. haber bülteni < Ven gaza kese, bir para birimi +et° ~ EYun gáza γάζα hazine, büyük miktarda para ~ EFa ganz-/gaz- a.a. → hazine Not: Venedik cumhuriyetine özgü bir kurum iken 1630'larda Almanya ve Hollanda, daha sonra Fransa ve İngiltere'de benimsenmiştir. • 1779-81 arası sadrazam olan Silahdar Mehmed Paşa döneminde Avrupa gazetelerini izlemek ve tercüme etmek için bir oda teşkil edilmiş ve gazeta evrakı hulasaları düzenli olarak padişaha iletilmiştir. • Yunanca gáza ve Farsi kökeni için LS sf. 335. Benzer sözcükler: gaste, gazeteci, gazetecilik 28.08.2018 |
|
gazi |
~ Ar ġāzi غازٍ [#ġzw fāˁil fa.] 1. akıncı, istilacı, 2. İslam için savaşan < Ar ġazā غَزَا murat etti, akın etti |
|
gazino |
~ İt casino [küç.] 1. kulübe, evcik, baraka, 2. müzikli lokanta < İt casa ev << Lat casa a.a. << HAvr *ket- a.a. |
|
gazoz |
~ Fr eau gaseuse [fem.] gazlı su, limonata ve sodyum bikarbonattan yapılan içecek < Fr gazeux gazlı < Fr gaz +os° |
|
gazpaço |
~ İsp gazpacho İspanya usulü soğuk sebze çorbası |
|
ge(o)+ |
~ Fr géo+ / İng geo+ [bileşik adlarda] yer, zemin, yeryüzü ~ EYun gḗ/gaía γή/γαία yer, toprak |
|