gayri |
~ Ar ġayr غير [#ġyr] başka, diğer |
|
gayser |
~ İng geyser yer altından fışkıran su ~ İzl geisir fışkıran, dökülen < Nor geisan akıtmak, (sıvı) dökmek, fışkırmak << Ger *gausjan < HAvr *ǵʰew- (sıvı) dökmek, akıtmak |
|
gayur |
~ Ar ġayūr غيور [#ġyr faˁūl im.] çok kıskanan, çok gayretli < Ar ġāra غَارَ kıskandı, gayret etti |
|
gayya |
~ Ar ġayya(t) غيّة [#ġwy faˁla(t) msd.] baştan çıkma, kötü yola düşme, cehennemde bulunan bir kuyunun adı < Ar ġāwa غاو baştan çıktı, kötü yola düştü |
|
gayz |
~ Ar ġayẓ غيظ [#ġyẓ faˁl msd.] şiddetli öfke < Ar ġāẓa غاظ öfkeye kapıldı |
|
gaz1 |
"havagazı" [ Düstur Tertip I.-IV., 1863] ~ Fr gaz maddenin uçucu hali ~ Hol gaz a.a. ☼ (İlk kullanım: J. B. van Helmont (1577-1644) Holl. kimyacı.) ~ EYun χáos χάος şekilsiz varlık → kaos Not: Hollanda dilinde sözcüğün telaffuzu Yunanca χáos gibidir. Benzer sözcükler: biyogaz, doğal gaz, gaz çıkarmak, gaz maskesi, gazhane, gazlaşmak, gazometre, havagazı, otogaz 14.11.2019 |
|
gaz2 |
~ Fr gazéine/gazole rafine edilmiş bir petrol ürünü, benzin < Fr gaze uçucu madde, cismin uçucu hali |
|
gaz3 |
~ Fr gaze çok gevşek dokunmuş pamuklu bez < Ar ḳazz قزّ kaba ipekli kumaş ~ OFa kac/kaj a.a. |
|
gaza |
~ Ar ġazā(t)/ġazwa(t) غزاة/غزوة [#ġzw faˁla(t) msd.] 1. akın etme, yağma, talan, 2. İslam dini uğruna yapılan savaş < Ar ġazā غَزَا 1. murat etti, gayret etti, 2. akın etti |
|
gazal |
~ Ar ġazāl غزال [#ġzl] ceylan, antilop (≈ Aram ˁuzīlā a.a. ≈ Akad χuzālu/uzālu a.a. ) |
|
gazap |
~ Ar ġaḍab غضب [#ġḍb faˁal msd.] kızgınlık, öfke < Ar ġaḍuba غَدُبَ kızdı, öfkelendi |
|