gadir |
~ Ar ġadr غدر [#ġdr faˁl msd.] kötülük, zulüm < Ar ġadara غدر zulmetti, kıydı |
|
gadolinyum |
~ YLat gadolinium bir element ☼ (İlk kullanım: 1886 Paul Émile Lecoq de Boisbaudran, Fr. kimyacı.) < öz Johan Gadolin Finlandiyalı mineralojist (1760-1852) +ium |
|
gaf |
~ Fr gaffe pot kırma, utandırıcı hata |
|
gaffar |
~ Ar ġaffār غفّار [#ġfr faˁˁāl mesl.] Allah'ın bir sıfatı, bağışlayıcı < Ar ġafara غَفَرَ bağışladı, merhamet etti |
|
gafil |
~ Ar ġāfil غافل [#ġfl fāˁil fa.] habersiz, aymaz, bilinçsiz < Ar ġafala غفل habersiz idi, aymadı |
|
gaflet |
[ Kutadgu Bilig, 1069] ~ Ar ġafla(t) غفلة [#ġfl faˁla(t) msd.] aymama, habersiz olma, boş bulunma < Ar ġafala غفل habersiz idi, aymadı Benzer sözcükler: gaflet uykusu 22.02.2020 |
|
gag |
~ İng gag 1. ağız tıkacı, gülmekten tıkanma, 2. tiyatroda irticalen yapılan espri < onom |
|
gaga |
<? onom ga ga kuş sesi |
|
+gâh |
~ Fa/OFa gāh گاه 1. yer, makam, 2. müzikte makam << EFa gathu- makam ≈ Ave gāthā- makamla okunan ilahi |
|
gaile |
~ Ar ġāˀila(t) غائلة [#ġwl fāˁila(t) fa. fem.] başa gelen bela, talihsizlik < Ar ġāla غَالَ (aniden) saldırdı, uğradı, üşüştü (≈ Ar ġūl غول gulyabani, aniden saldıran efsane yaratığı ) |
|
gaip |
~ Ar ġāˀib غائب [#ġyb fāˁil fa.] göz önünde olmayan, yitik, saklı < Ar ġāba غَابَ yok idi, hazır değildi (was absent), kayıp idi |
|