fevri |
Arapça fwr kökünden gelen fawr فور "kaynama, feveran, acele" sözcüğünden türetilmiştir. Arapça sözcük Arapça fāra فار "kaynadı, feveran etti" fiilinin faˁl vezninde masdarıdır. |
|
fevt |
Arapça fwt kökünden gelen fawt فوت "geçip gitme, kaçma, (mecazen) ölüm" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça fāta فات "geçip gitti, kayboldu, kaçtı" fiilinin faˁl vezninde masdarıdır. |
|
feyiz |
Arapça fyḍ kökünden gelen fayḍ فيض "1. (su) taşıp çıkma, saçılma, yayılma, 2. bolluk, cömertlik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça fāḍa فَاضَ "(su) taştı, yayıldı, saçıldı" fiilinin faˁl vezninde masdarıdır. |
|
feyk |
İngilizce fake "sahte, kandırmaca" sözcüğünden alıntıdır. |
|
feylesof |
Arapça flsf kökünden gelen faylasūf veya fīlasūf فيلسوف "felsefeci" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Eski Yunanca philósophos φιλόσοφος "«bilgelik seven», felsefeci" sözcüğünden alıntıdır. (İlk kullanımı: Pythagoras, Yun. filozof (MÖ 5. yy).) Bu sözcük Eski Yunanca phílos φίλος "seven" ve Eski Yunanca sophós σοφός "bilge, bilgin, üstad" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
feza |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) "alan" [ Ahmed-i Daî, Çengname, 1406]fezāsı cennetü'l-meˁvāya beŋzer / ağacları kamu tūbāya beŋzer "ova, düzlük" [ Hoca Sa'deddin Ef., Tacü't-Tevârih, 1574]feżā-i vasīˁ [geniş bir meydan/ova] Yeni Osmanlıca: "... uzay" [ Şemseddin Sami, Kamus-ı Türki, 1900]feżā: (...) 2. kâinatda ecsâmı semaiye [gök cisimleri] arasında mümtedd olan boşluk. Köken Arapça fḍw kökünden gelen faḍāˀ فضاء faˁal vezninde türevidir. Bu sözcük Arapça fyḍ kökünden gelen aynı anlama gelen fāḍa sözcüğü ile eş kökenlidir. "saha, geniş alan" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça faḍā فَضَا "açıldı, yayıldı" fiilininDaha fazla bilgi için feyiz maddesine bakınız. Benzer sözcükler feza alimi 22.02.2020 |
|
fezleke |
Arapça faḏlaka(t) فذلكة "yazının sonundaki özet" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça fa ḏālika ف ذالك "şöyle ki, şu halde" deyiminden türetilmiştir. |
|
fıçı |
Orta Yunanca boûttis veya boútzi βούττις "fıçı, varil, gemi hacim birimi" sözcüğünden alıntıdır. Yunanca sözcük Geç Latince butta veya buttis "fıçı, metal halkaları olan büyük küp" sözcüğü ile eş kökenlidir. |
|
fıkdan |
Arapça fḳd kökünden gelen fiḳdān فقدان "yoksunluk, yokluk, eksiklik, bulunmama" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça faḳada فَقَدَ "arayıp bulamadı, yokluk çekti" fiilinin fiˁlān vezninde masdarıdır. |
|
fıkıh |
Arapça fḳh kökünden gelen fiḳh فقه "1. teşrih etme, kavrama, ilim, 2. islami hukuk ilmi" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük İbranice pḳḥ kökünden gelen pāḳaḥ פָּקַח "yarma, açma (göz açma, çiçek açma)" sözcüğünden alıntıdır. |
|
fıkır |
"kaynama sesi" Ses yansımalı sözcüktür. |
|