fakfon |
~ Alm |
|
fakih |
~ Ar faḳīh فقيه [#fḳh faˁīl sf.] bilgin, bilge, islam hukuku bilgini < Ar faḳaha فَقَحَ yorumladı, kavradı |
|
fakir |
~ Ar faḳīr فقير [#fḳr faˁīl sf.] 1. oyuk, çukur, 2. beli bükük, 3. yoksul < Ar faḳara فَكَرَ oydu |
|
fakr |
~ Ar faḳr فقر [#fḳr faˁl msd.] 1. oyuk olma, oyulma, 2. yoksulluk < Ar faḳara فقر oydu |
|
faks |
~ İng fax [abb.] < İng facsimile elektronik görüntü gönderme cihazı § Lat fac yap (< Lat facere, fact- yapmak ) + Lat similis benzer, tıpkı |
|
faktör |
[ Cumhuriyet - gazete, 1934] ~ Fr facteur 1. yapan, eden, üreten, 2. matematikte çarpan << Lat factor yapan, eden, etken, imal eden, imalatçı < Lat facere yapmak, etmek, eylemek, icra etmek +(t)or Not: Fr faire, İt fare "yapmak" biçimleri Lat facere fiilinden türemiştir. Benzer sözcükler: faktöriyel Bu maddeye gönderenler: aferist, amplifikatör, de fakto, defo, efekt (efektif), enfeksiyon (dezenfekte), factoring, faks, fakülte, fasilite, fason, fatura (malafat), fetiş, fizibilite, frigorifik, identifikasyon, jüstifikasyon, kalifiye (diskalifiye), kodifiye, konfeksiyon (konfeti), manifatura, modifikasyon, ofis (ofisboy), parfe, pasifizm (Pasifik), perfeksiyon, pütrifikasyon, rektifiye, sertifika (sekresyon), şofben (eşofman, şoför), spesifik 08.10.2017 |
|
fakülte |
~ Fr faculté 1. yetenek, beceri, 2. üniversite bölümü << Lat facultas yapabilirlik, el becerisi < Lat facilis yapılabilir olan, kolay +itas < Lat facere yapmak +()bilis |
|
fal |
~ Ar faˀl فأل [#fAl faˁl ] iyi alamet |
|
falafel |
~ Ar falāfil فلافل [#flfl] nohut ezmesiyle yapılan içli köfte < Ar fulful فلفل biber |
|
falaka |
(≈ Ar falaḳa(t) فلقة [#flḳ] ayak tabanına dayak atma sopası ) ~ EYun phálanks, phalang- φάλαγξ, φαλαγγ- 1. kütük, kalın sopa, 2. Eski Yunan'da bir ordu birliği < HAvr *bʰelǵ- kütük, kalın ağaç gövdesi |
|
falan |
~ Ar fulān فلان adı zikredilmeyen kişi için kullanılan sözcük ~ İbr/Aram pəlān פלן a.a. |
|