fağfur |
~ Ar faġfūr فغفور [#fġfr q.] Çin hükümdarı, Çin ülkesi ~ OFa baġpuhr tanrının oğlu, Çin hükümdarlarının sıfatı ≈ Sans bhágaputra भगपुत्र a.a. § Sans bhága 1. baht, bereket, 2. bey, hükümdar, tanrı + Sans putrá oğul |
|
fahiş |
~ Ar fāḥiş فاحش [#fḥş fāˁil fa.] kabul edilmiş sınırları aşan, azgın, utanmaz ≈ Ar faḥuşa فَحُشَ azdı, azgın ve aşırı idi |
|
fahişe |
~ Ar fāḥişa(t) فاحشة [#fḥş fāˁila(t) fa. fem.] azgınlık, kepazelik, fahiş eylem < Ar faḥuşa فَحُشَ çirkin ve utanmaz idi |
|
fahrenhayt |
~ Fr/İng fahrenheit bir hararet birimi < öz Gabriel Fahrenheit Hollandalı fizikçi (1686-1736) |
|
fahri |
~ Ar faχrī فخرى [nsb.] onursal < Ar faχr فخر [#fχr faˁl msd.] onur, gurur +ī < Ar faχara فخر övündü, gurur duydu |
|
faik |
[ Ahmed b. Kadı-i Manyas, Gülistan tercümesi, 1429] ~ Ar fāˀiḳ فَائِق [#fwḳ fāˁil fa.] üstün olan, üstün gelen < Ar fāḳa فَاقَ aştı, üstün geldi → fevk 11.05.2015 |
|
fail |
~ Ar fāˁil فاعل [#fˁl fāˁil fa.] yapan, eden < Ar faˁala فَعَلَ etti, eyledi |
|
fair play |
~ İng fair play adil oyun, oyunu kuralına göre oynama § İng fair güzel (<< Ger *fagro- a.a. ) + İng play oynamak, oyun |
|
faiz |
~ Ar fāˀiḍ فائض [#fyḍ fāˁil fa.] artık, artan, taşıp dökülen, fazla < Ar fāḍa فَاضَ taştı, arttı, döküldü |
|
+faj |
~ Fr/İng +phage [bileşik adlarda] yiyen ~ EYun phágos φάγος [dev.] yiyen < EYun phagō φαγω yemek << HAvr *bʰh₂g- (*bʰag-) paylaşmak, özellikle ziyafet vermek |
|
fajita |
~ İsp fajita fasulye |
|