fezleke |
~ Ar faḏlaka(t) فذلكة yazının sonundaki özet < Ar fa ḏālika ف ذالك şöyle ki, şu halde |
|
fıçı |
~ OYun boûttis/boútzi βούττις fıçı, varil, gemi hacim birimi ≈ OLat butta/buttis fıçı, metal halkaları olan büyük küp |
|
fıkdan |
~ Ar fiḳdān فقدان [#fḳd fiˁlān msd.] yoksunluk, yokluk, eksiklik, bulunmama < Ar faḳada فَقَدَ arayıp bulamadı, yokluk çekti |
|
fıkıh |
~ Ar fiḳh فقه [#fḳh fiˁl ] 1. teşrih etme, kavrama, ilim, 2. islami hukuk ilmi ~ İbr pāḳaḥ פָּקַח [#pḳḥ] yarma, açma (göz açma, çiçek açma) |
|
fıkır |
: onom kaynama sesi |
|
fıkra |
"omurga kemiği, kasidenin ilk beyti" [ Meninski, Thesaurus, 1680] ~ Ar fiḳra(t) فقرة [#fḳr fiˁla(t) mr.] 1. omur, vertebra, 2. kasidenin baş beyti < Ar faḳara فقر oydu, çukur açtı → fakr Not: Esasen "omur" anlamında olup, Osmanlı yazı geleneğinde düzyazı içine inset olarak yerleştirilen bir beyit veya kısa alıntıya bu isim verilir. Benzer sözcükler: amudufıkari, fıkra yazarı, fıkralaşmak Bu maddeye gönderenler: zülfikar 14.01.2015 |
|
fıldır |
: onom hız ve telaşla dönme sesi |
|
fındık |
~ Ar bunduḳ/funduḳ بندق/فندق fındık ~ EYun pontikón kárion ποντικόν (κάριον) «Karadeniz cevizi», fındık (Kaynak: LS sf. 1448.)< EYun póntos πόντος deniz, özellikle Karadeniz |
|
fır |
: onom yel sesi, dönme sesi |
|
fırça |
~ Yun vrútsa/vúrtsa βούρτσα fırça ~ OLat bruscia sert ve dikenli çalılık, fırça < Lat bruscus funda çalısı ~ Kelt |
|
fırıldak |
< onom fırıl dönme sesi |
|