eyyam |
~ Ar ayyām أيّام [#ywm afˁāl çoğ.] günler < Ar yawm يَوْم [t.] gün |
|
eyyorla|mak |
<? TTü eyi yorumla- |
|
ez+ |
~ Fa az ayrılma ve uzaklaşma edatı, ismin +den halini oluşturan edat << OFa ac/az a.a. ≈ Ave haça- a.a. (≈ Sans sáça- a.a. ) |
|
ez|mek |
<< ETü éz- çizmek, sıyrık veya yarık açmak |
|
eza |
~ Ar aḏā أذَى [#Aḏy faˁāl msd.] rahatsızlık, eziyet < Ar aḏā أذَا rahatsız oldu, eziyet çekti |
|
ezan |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar aḏān أذان [#Aḏn faˁāl msd.] duyurma, anons, özellikle namaza çağrı < Ar aḏina أذن kulak verdi < Ar uḏn kulak → izin Benzer sözcükler: ezanî saat Bu maddeye gönderenler: müezzin 02.09.2017 |
|
ezber |
~ Fa az bar/az barm أز بر/برم hafızadan § Fa az -den (ayrılma edatı) + Fa barm برم hafıza, hıfz |
|
ezcümle |
~ Fa az cumle أز جملة bütünüyle, toplu olarak § Fa az -den (ayrılma edatı) + Ar cumla(t) جملة bütün |
|
ezel |
~ Ar azal أزل [#Azl faˁal ] sonsuz geçmiş ~ Aram azal אַזַל [#Azl] 1. geçmek, gitmek, 2. ölmek (Kaynak: Jastrow sf. 37.) |
|
ezgi |
<? TTü ez- +gU |
|
eziyet |
~ Ar aḏiya(t) أذيّة [#Aḏy faˁla(t) msd.] rahatsız eden şey, zahmet < Ar aḏā أذَا rahatsız oldu, eziyet çekti |
|