evele|mek |
<< TTü evetle- |
|
evelek |
≈ Erm avelug աւելուկ [küç.] labada bitkisi, tirşik, rumex (Kaynak: DankoffALT sf. §36)<? Erm avel աւել süpürge |
|
ever|mek |
< TTü ev +(g)Ar- |
|
evet |
<< ETü evet/emet/yemet olumlama sözü |
|
evham |
~ Ar awhām أوهام [#whm afˁāl çoğ.] vehimler, korkular < Ar wahm وهم [t.] |
|
eviç |
[ Ahmed b. Kadı-i Manyas, Gülistan tercümesi, 1429] ~ Ar awc أوج [#Awc faˁl ] doruk, zirve, göğün en yüksek tabakası Not: Fr/İng astronomi terimi olan auge "bir gök cisminin yörüngesinin en yüksek noktası" Arapçadan alınmıştır. 11.05.2015 |
|
evir|mek |
<< ETü ebir- çevirmek, döndürmek ≈? ETü egir- a.a. |
|
evkaf |
~ Ar awḳāf أوقاف [#wḳf afˁāl çoğ.] vakıflar < Ar waḳf وقف [t.] |
|
evla |
~ Ar awlā أَوْلَى [#wly afˁal kıy.] daha uygun, daha değerli, yakışan, yeğ < Ar walīy وَلِىّ yakın, uygun |
|
evlat |
~ Ar awlād أولاد [#wld afˁāl çoğ.] çocuklar < Ar walad ولد [t.] çocuk |
|
evlek |
~ Yun avlákion αυλάκιον [küç.] sabanla toprakta açılan yarık, kanal, su arkı << EYun aûlaks αῦλαξ a.a. +ion < EYun ʰelkō ἑλκω 1. sürmek, sürüklemek, ağır bir şey çekmek, 2. tarla sürmek << HAvr *selk- a.a. |
|