esrarengiz |
§ Ar asrār sırlar + Fa angīz tahrik eden |
|
esre |
~ Ar kasra(t) كسرة [#ksr faˁla(t) mr.] 1. kesik, kırık, 2. yazıda /i/ sesini belirten hareke < Ar kasara كسر kesti, kırdı |
|
esri|mek |
<< ETü esür- sarhoş olmak <? ETü es- esmek? germek? +(g)Ur- |
|
essah |
~ Ar aṣ-ṣāḥḥ الصاحّ [#ṣḥḥ fāˁil fa.] sahici, doğru (the truth) |
|
estağfurullah |
~ Ar astaġfiru-llāhi أستغفرالله Allah'tan merhamet dilerim (özür dileme deyimi) < Ar astaġfara إستغفر [#ġfr X f.] merhamet diledi |
|
estamp |
[ Ahmed İhsan, Avrupa'da Ne Gördüm, 1891] ~ Fr estampe 1. ıstampa, mühür, 2. oyma tahta veya bakır baskıyla elde edilen resim ~ İt stampa → ıstampa 07.09.2017 |
|
estarabim |
~ ? |
|
estek köstek |
< ? [ikil.] |
|
ester |
~ Alm Ester [abb.] kimyada bir bileşik ☼ (İlk kullanım: 1848 Leopold Gmelin, Alm. kimyacı.) § Alm Essig sirke + Alm Äther eter |
|
estetik |
~ Fr ésthetique güzelliğe ilişkin (sıfat), güzellik teorisi (ad) ~ Alm ästhetik duyular teorisi ☼ (İlk kullanım: 1735, A. G. Baumgarten, Alman filozof.) < EYun aisthētá αισθητά [n. çoğ.] duyu organlarıyla algılanabilen şeyler, görülenler +ik° < EYun aisthánō αισθάνω algılamak, duymak, duyumsamak +t° << HAvr *h₂ewis-dʰh₁- (*awis-dʰ-) duyu-verme, kulak koyma < HAvr *h₂ew- (*aw-) duymak |
|
esvap |
~ Ar aṯwāb أثواب [#s̠wb afˁāl çoğ.] giyinilen şeyler, giysi < Ar ṯawb ثوب [t.] kumaş, bez, tek parça kumaştan oluşan dikişsiz entari veya toga |
|