epididim |
~ Fr épididyme husyelerin üst kısmında bulunan büklümlü kanal ~ EYun epidídymis επιδίδυμις «ikizlerin üstü», a.a. < EYun epi+ dídymos δίδυμος [dev.] ikiz < EYun dýo δύο iki |
|
epidural |
~ İng epidural beyin veya omuriliğin dış zarını etkileyen § EYun épi- üstü, üzeri + OLat dura mater «sert kütük», beyin ve omuriliğin dış zarı +al° (< Lat durus sert, pek ) |
|
epifani |
~ Fr épiphanie / İng epiphany 1. İsa'nın üç krallara görünmesi hadisesi ve bu hadiseyi kutlayan yortu, 6 Ocak, 2. manevi aydınlanma ~ EYun epiphaneia επιφανεία zuhur, aydınlanma, özellikle bir tanrının insanlara görünmesi < EYun epiphaínō επιφαίνω birden görünme, aydınlanma, zuhur etme +ia < EYun epi+ phaínō φαίνω ışımak, aydınlanmak |
|
epigrafi |
~ Fr épigraphie yazıtlara ilişkin uzmanlık dalı ~ EYun epigraphḗ επιγραφή son-yazı, mezar yazıtı |
|
epigram |
~ Fr épigramme mezar veya anıt yazıtı, kısa ve özlü manzume ~ EYun epígramma ἐπίγραµµα yazıt < EYun epigráphō ἐπιγράϕω üzerine-yazmak +ma(t) < EYun epi+ gráphō γράϕω yazmak |
|
epik | ||
epikriz |
~ Alm Epikrise «ard-değerlendirme», tıpta hastalığın seyrine dair rapor § EYun épi έπι art, peş (edat) + EYun krísis κρίσις yargı, hüküm < EYun krínō κρίνω ayırmak, yargılamak +sis |
|
epilasyon |
~ Fr épilation kıl aldırma işlemi < Fr épiler kıl aldırmak +()tion < Lat e(x)+ pilus kıl |
|
epilepsi |
~ Fr epilepsie sara hastalığı ~ Lat epilepsia a.a. ~ EYun epilepsía επιλεψία a.a. < EYun epilambánō επιλαμβάνω, επιλεπ- tutulmak, kriz gelmek +ia < EYun epi+ lambánō, lep- λαμβάνω, λεπ- almak, tutmak |
|
epilog |
~ Fr épilogue son söz ~ EYun epílogos επίλογος a.a. < EYun epi+ lógos λόγος söz |
|
epistemoloji |
~ Fr épistemologie bilginin anlam ve özelliklerini inceleyen felsefe dalı < EYun epistēmē επιστήμη zihinsel hakimiyet, bilgi < EYun epístāmai επίσταμαι bir şeye veya konuya hakim olmak, bilmek < EYun epi+ ʰístēmi, stā- ἵστημι, στα- durmak |
|