epe |
~ Fr épée düz ve ensiz kılıç << EFr espede a.a. << Lat spatha pala, kürek ~ EYun spáthē σπάθη kürek << HAvr *(s)peh₂-dʰeh₁- (*(s)pā-dʰē-) a.a. |
|
epeyi |
< TTü eyü iyi |
|
epidemi |
~ Fr épidémie salgın hastalık ~ EYun epidēmía επιδημία halk arasında (yayılan) şey, salgın < EYun epi+ dêmos δῆμος halk |
|
epiderm |
~ Fr épiderme üst deri ~ EYun epidermís επιδερμίς a.a. < EYun epi+ dérma δέρμα deri |
|
epididim |
~ Fr épididyme husyelerin üst kısmında bulunan büklümlü kanal ~ EYun epidídymis επιδίδυμις «ikizlerin üstü», a.a. < EYun epi+ dídymos δίδυμος [dev.] ikiz < EYun dýo δύο iki |
|
epidural |
[ Milliyet - gazete, 1956] ~ İng epidural beyin veya omuriliğin dış zarını etkileyen § EYun épi- üstü, üzeri + OLat dura mater «sert kütük», beyin ve omuriliğin dış zarı +al° (< Lat durus sert, pek ) 10.08.2017 |
|
epifani |
~ Fr épiphanie / İng epiphany 1. İsa'nın üç krallara görünmesi hadisesi ve bu hadiseyi kutlayan yortu, 6 Ocak, 2. manevi aydınlanma ~ EYun epiphaneia επιφανεία zuhur, aydınlanma, özellikle bir tanrının insanlara görünmesi < EYun epiphaínō επιφαίνω birden görünme, aydınlanma, zuhur etme +ia < EYun epi+ phaínō φαίνω ışımak, aydınlanmak |
|
epigrafi |
~ Fr épigraphie yazıtlara ilişkin uzmanlık dalı ~ EYun epigraphḗ επιγραφή son-yazı, mezar yazıtı |
|
epigram |
~ Fr épigramme mezar veya anıt yazıtı, kısa ve özlü manzume ~ EYun epígramma ἐπίγραµµα yazıt < EYun epigráphō ἐπιγράϕω üzerine-yazmak +ma(t) < EYun epi+ gráphō γράϕω yazmak |
|
epik |
~ Fr épique destansı, destan tarzında ~ EYun epikós επικός < EYun épos έπος destan +ik° |
|
epikriz |
~ Alm Epikrise «ard-değerlendirme», tıpta hastalığın seyrine dair rapor § EYun épi έπι art, peş (edat) + EYun krísis κρίσις yargı, hüküm < EYun krínō κρίνω ayırmak, yargılamak +sis |
|