enişte |
~? Fa anguşte أنگشته zengin çiftçi, kodaman <? Fa anguşt أنگشت parmak |
|
enjeksiyon |
~ Fr injection zerketme < Lat iniicere «içine atmak», zerketmek +()tion < Lat in+1 iacere, iact- atmak |
|
enkarnasyon |
~ Fr incarnation vücut bulma, ete bürünme ~ Lat incarnatio [den.] a.a. < Lat in+1 caro, carn- et +()tion |
|
enkaz |
~ Ar anḳāḍ أنقاض [#nḳḍ afˁāl çoğ.] yıkıntılar, harabat < Ar nuḳḍ نقض [t.] yıkım, yıkıntı |
|
enklav |
~ Fr/İng enclave [dev.] bir ülkenin diğer ülke sınırları içinde kalan bölümü < Fr enclaver kapatmak, içeride kilitlemek << OLat inclavare a.a. < Lat clavis kilit |
|
enlem | ||
enmüzeç |
~ Ar unmūḏac انموذج nümune, örnek < OFa nmūdag a.a. < OFa nmūdan göstermek |
|
enoloji |
~ İng oenology / Fr oenologie şarap uzmanlığı < EYun oînos οῖνος üzüm, şarap |
|
enosis |
~ Yun enōsis ενώσις birlik, birleşme < Yun éna ένα bir +sis << EYun eîs, ʰén a.a. << HAvr *ói̯-no-s a.a. |
|
ensar |
~ Ar anṣār أنصار [#nṣr afˁāl çoğ.] yardımcılar, izleyiciler, özellikle Hz. Muhammed'e Medine'de yardımcı olanlar < Ar nāṣir ناصر [fāˁil t.] yardımcı < Ar naṣara نصر yardım etti |
|
ense |
<< OTü eŋse boynun arka tarafı |
|