enfüsi |
< Ar anfus أنفُس [#nfs çoğ.] nefsler +ī < Ar nafs [t.] benlik, özne |
|
engebe |
~ Yun engopi εγγοπή kırık, yarık << EYun enkopḗ εγκοπή a.a. < EYun en+ kóptō κόπτω kesmek, kırmak (Kaynak: LS sf. 473) |
|
engel |
<? TTü en gel- أنگل yoluna çıkmak, mani olmak |
|
engerek |
~ Yun enχeláki εγχελάκι [küç.] yılancık < EYun énχelys έγχελυς yılan balığı, yılan ~ HAvr *h₂engʷʰ- (*engʷʰ-) a.a. |
|
engin |
< TTü en- inmek, alçalmak, çukur olmak +gIn |
|
enginar |
[ Filippo Argenti, Regola del Parlare Turco, 1533] ~ Yun ankinára αγκινάρα enginar, cynara scolymus << EYun kinára/kynára κινάρα/κυνάρα yaban enginarı, cynara cardunculus ≈ Fa kangar a.a. Not: Yunanca sözcük geç Helenistik dönemde yabancı bir dilden alınmıştır. Chant sf. 1.532. Farsça kangar "kenger, yaban enginarı" eş kökenlidir. Bu maddeye gönderenler: kenger 16.06.2019 |
|
+engiz |
~ Fa angīz أنگيز harekete getiren, tahrik eden, uyandıran, koparan < Fa angīχtan, angīz- أنگيختن, أنگيز sallamak, depretmek, tahrik etmek << OFa han-vēχtan a.a. ≈ Ave hem+ vaeg-, vaeç- sallanmak, sarkmak |
|
engizisyon |
~ Fr inquisition 1. soruşturma, 2. Katolik kilisesinde soruşturma kurumu ~ Lat inquisitio a.a. < Lat inquirere soruşturmak, sorgulamak +(t)ion < Lat in+1 quaerere, quaest- sormak |
|
enik |
<< ETü enük hayvan yavrusu < ETü en- inmek +Uk |
|
enikonu |
<< TTü enüp konup inerek ve durarak |
|
enişte |
~? Fa anguşte أنگشته zengin çiftçi, kodaman <? Fa anguşt أنگشت parmak |
|