ebe |
<< ETü ebe/epe anne, büyük anne ≈ ETü aba/apa baba, dede < çoc |
|
ebegümeci |
<< TTü ebem gömeci yaprakları yenen bir bitki, malva sylvestris § TTü ebe ana, nine + TTü gömeç çörek, ekmek |
|
ebet |
~ Ar abad أَبَد [#Abd faˁal ] süre, özellikle çok uzun süre, kalıcılık < Ar abada أَبَدَ kaldı, kalıcı oldu |
|
ebeveyn |
~ Ar abwayn أبوين [dual.] iki babalar, ana baba < Ar abū أبو [#Abw t.] baba +ayn |
|
ebleh |
~ Ar ablah أبلَه [#blh afˁal sf.] aptal < Ar baliha بَلِهَ aptal idi |
|
ebola | ||
ebonit |
~ Fr ébonite / İng ebonite doğal rengi siyah olan bir tür sentetik polimer < İng ebony değerli siyah tahtasıyla tanınan ağaç, abanoz +ite ~ EYun ébenos έβενος a.a. |
|
eboş |
~ Fr ébauche [dev.] taslak, özellikle sanat eserinin taslağı < Fr ébaucher [den.] tasarlamak < EFr ex+ bauch çatkı tahtası, kiriş |
|
ebrar |
~ Ar abrār أبرار [#brr afˁāl çoğ.] hayırlar, hayırlı kişiler < Ar barr بِرّ [t.] hayırlı, iyi, erdemli |
|
ebru |
~ Fa abrī أبرى bulut gibi, hareli < Fa abr أبر bulut +ī << EFa abra- a.a. ≈ Ave avra- a.a. ≈ Sans abhrá अभ्र yağmur bulutu |
|
ebu |
~ Ar abū/bū أبو/بو [#Abw] baba |
|