duvak |
<< TTü tuğak/duğak gelinin yüzünü örten perde (Kaynak: Eren sf. 124)< ETü tuġ sancak, alem +Ak |
|
duvar |
~ Fa dīvār/divār ديوار/دوار a.a. << EFa *deγa-vāra- kerpiç duvar § EFa deγa- kerpiç, kil (<< HAvr *dʰei̯ǵʰ- yoğurmak ) + EFa vāra- korumak, etrafını çevirmek (<< HAvr *wer-¹ korumak ) |
|
duy |
~ Fr douille kılıç kını, her türlü mekanik alette kın işlevi gören girinti ~ Ger *dulja- kın |
|
duy|mak |
<< ETü tuy- hissetmek, anlamak, fark etmek |
|
duyarga |
< TTü duy- +ArgA |
|
duyarlık |
YTü: "hassasiyet" [ Cumhuriyet - gazete, 1932] → duy- Not: Duyarlık anlamında duyar sözcüğü 2010, duyar kasmak deyimi 2014 dolayında yaygınlık kazanmıştır. Benzer sözcükler: duyar, duyar kasmak, duyarlı, duyarlılık, duyarsız 28.04.2019 |
|
duygu |
< TTü duy- +gU |
|
duyu |
< TTü duy- +I(g) |
|
duyum |
< TTü duy- +Im |
|
duyuru |
< TTü duyur- +I(g) |
|
duziko |
~ Yun dúziko δούζικο katkısız rakı < TTü düz |
|