dudak |
<< OTü tutak gaga, dudak << ETü *tutğak < ETü tut- +(g)Ak |
|
dudu1 |
~ Fa tūtī/ṭūṭī توتى/ طوطى papağan, dudu kuşu |
|
dudu2 |
≈ Erm dudu տուտու yaşlı kadın, dadı < çoc دادو |
|
duduk |
~ Erm duduk տուտուք/դուդուք Ermeni halk müziğinde kullanılan bir nefesli çalgı ~ TTü düdük |
|
duhul |
~ Ar duχūl دخول [#dχl fuˁūl msd.] girme, içeri girme, dahil olma < Ar daχala دَخَلَ girdi |
|
duhuliye | ||
dul |
<< ETü tul eşi ölmüş kadın |
|
dulda |
~ Moğ dalda gizli, saklı, sinmiş ≈ Moğ daldala- gizlemek, saklamak |
|
dum duma |
< ? |
|
duman |
<< ETü tuman sis, bulut < ETü tun- kapanmak, hava bulutlanmak +(g)An |
|
dumdum |
~ İng dumdum bullet bir tür kurşun ☼ (İlk kullanım: 1897 İng. Hind.) < öz Dumdum Hindistan'ın Bengal bölgesinde bir müstahkem yer ve cephane fabrikası ~ Bengali damdama toprak kale, burç, tabya ~ Fa damdama دمدمه a.a. |
|