dolambaç |
<< TTü dolamaç < ETü tola- dolanmak +(A)mAç |
|
dolandır|mak |
< TTü dolan- +tUr- |
|
dolap |
~ Fa dūlāb دولاب 1. su çarkı, 2. her türlü mekanizma, makina § Fa dūl/dol دول 1. kova, 2. su çarkı, mekanizma (≈ Aram dəwal, dawlā דְּוַל, דַוְולָא su çarkı, sulama düzeneği ≈ Akad dālu/dalū a.a. < Akad dālu dönmek, dolanmak ) + Fa āb آب su |
|
dolar |
~ İng dollar bir para birimi ~ Alm Thaler kalıp dökme yöntemiyle yapılan gümüş para (< Alm Joachimsthaler a.a. < öz Joachimsthal Joachim Vadisi, Bohemya'da gümüş madeni olan bir yer ) < Alm Thal/Tal vadi |
|
dolaş|mak |
< TTü ṭola- sarmak, döndürmek +Iş- |
|
dolay |
YTü: [ Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzu, 1935] << TTü dolayu dönerek (zarf), etraf, çevre (ad) → dolayı Not: TTü dolayu/dolayı "etraf, çevre" biçimi eskiden beri mevcut iken, Dil Devrimi döneminde dolay "çevre" ve dolayı "ötürü" ayrıştırılmıştır. YTü dolaylı/dolaysız sıfatları anlamca dolayı zarfına bağlıdır. Benzer sözcükler: dolaylamak, dolaylı, dolaysız Bu maddeye gönderenler: dolayım 05.06.2015 |
|
dolayı |
<< TTü dolayu dönerek (zarf), çevre, etraf, muhit (ad) < TTü dola- +lAyU |
|
dolayım |
< YTü dolay +Im |
|
dolgu |
< TTü dol- +gU |
|
dolgun |
< TTü dol- +gIn |
|
dolikosefal |
~ Fr dolichocéphale uzun kafalı § EYun doliχós δολιχός uzun (<< HAvr *dl̥h₁gʰó-s (*dlēgʰó-s) uzun ) + EYun kephalḗ κεφαλή kafa |
|