dipsoman |
~ Fr dipsomane içki müptelası § EYun dípsa δίψα susuzluk + EYun manía delilik |
|
dirayet |
~ Ar dirāya(t) دراية [#dry fiˁāla(t) msd.] bilme, tanıma, farkında olma < Ar darā درا bildi, bilincinde idi |
|
dire|mek |
<< ETü tire- dik kılmak, dikmek << ETü *tirge- < ETü tirig canlı, diri +(g)A- |
|
direk |
≈ ETü tiregü destek, dayanak, sütun < ETü tire- dikmek, dayamak |
|
direksiyon |
~ Fr volant de direction yönlendirme tekeri < Fr direction yön, yönelme, yönetme ~ Lat directio < Lat dirigere yöneltmek, yönlendirmek, düzeltmek +(t)ion |
|
direkt |
direktman "dolaysızca" [ Recaizade Ekrem, Araba Sevdası, 1896] ~ Fr direct düz, doğru ~ Lat directus [pp.] < Lat dirigere yöneltmek, yönlendirmek +()t° < Lat dis+ regere, rect- yöneltmek → reji Benzer sözcükler: direktman, endirekt Bu maddeye gönderenler: adres, direksiyon, direktör (direktif), dresuvar 30.09.2017 |
|
direktif |
~ Fr directif yönerge, yönlendirici < Lat dirigere yönetmek, yöneltmek +(t)iv° |
|
direktör |
~ Fr directeur yönetici, yönetmen ~ Lat director a.a. < Lat dirigere yönetmek +(t)or |
|
direnç |
< TTü diren- +(In)ç |
|
dirgen |
~ Yun dikránion δικράνιον iki uçlu çatal << EYun dikrânon δικρᾶνον iki boynuz, a.a. § EYun di- δι- iki + EYun kránon κράνον boynuz |
|
dirhem |
~ Fa dirham درهم 1. küçük bir ağırlık birimi, 2. gümüş para birimi << OFa drahm/dram gümüş para ~ EYun draχmḗ δραχμή eski Atina gümüş para birimi |
|