difüzyon |
~ Fr diffusion (dökülmüş bir sıvı gibi) yayılma, bir noktadan etrafa saçılma < Lat diffundere döküp saçmak +(t)ion < Lat dis+ fundere, fus- dökmek |
|
diğer |
~ Fa dīgar/dadīgar ديگر/دديگر başka, öbür << OFa datīgar |
|
diğerkâm |
§ Fa dīgar ديگر başka(sı) + Fa kām كام seven, sevgi, arzu (≈ Ave kāma- sevmek << HAvr *kóh₂-mo-s (*kṓ-mo-s) < HAvr *keh₂- (*kā-) sevmek ) |
|
dijestif |
~ Fr digestif hazmettirici, yemekten sonra içilen likör < Lat digerere çözmek, ayırmak, hazmetmek +(t)iv° < Lat dis+ gerere, gest- kılmak |
|
dijital |
~ Fr/İng digital tamsayılara ilişkin, sayısal < İng digit 1 ile 10 arası sayıların her biri, rakam +al° ~ Lat digitus işaret parmağı, genelde parmak << HAvr *diǵ- < HAvr *dei̯ḱ- işaret etmek, belirtmek, göstermek |
|
dik |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü tik dik duran, dikey < ETü *tirik < ETü *tiri- canlı olmak, yaşamak → diri Not: Belki *tikük > tik gibi krasis düşünülebilir; ancak tiri-k > *tirk > tik daha inandırıcıdır. Karş. berk > bek. • Kaşgarî'de dal harfiyle dik دِك yazımı şaşırtıcıdır. Benzer sözcükler: dik âlâsı, dikelmek, diklenmek, dikleşmek, dimdik 27.07.2015 |
|
dik|mek |
<< ETü tik- 1. dik kılmak, 2. dik veya sivri bir şey saplamak, iğne ile dikmek ≈ ETü tirig canlı, dik |
|
diken |
<< ETü tikgen delen şey, diken < ETü tik- sivri bir şey sokmak, saplamak +(g)An |
|
dikey |
< TTü dik +(g)Ay |
|
dikit |
< TTü dik- +Ut |
|
dikiz |
~ Roma dikés bak! < Roma dikáva bakmak |
|