derbent |
~ Fa/OFa darband دربند dağda veya yolda geçit, bariyer, set § Fa/OFa dar در kapı + Fa/OFa band بند bağ, düğüm, set |
|
derbi |
~ İng derby önemli spor karşılaşması < öz Derby 1778'de 12. Derby Kontu Edward Smith-Stanley tarafından tesis edilen at yarışları |
|
derç |
~ Ar darc دَرْج [#drc faˁl msd.] 1. rulo şeklinde yazılı belge, dürüm, 2. yazma, metin içine ekleme, dürme, araya sokma ≈ Ar adraca أدْرَجَ [IV f.] dürdü, rulo yaptı, katladı |
|
derdest |
~ Fa dar dast در دست elde, yakalanmış, tutuklu < Fa dast دست el |
|
dere |
~ Fa dara/darre دره/درّه vadi, iki dağ arasındaki geçit < Fa dar kapı +a (≈ Ave darenā- vadi, yar ) |
|
derece |
"rütbe, mertebe" [ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar daraca(t) دَرَجَة [#drc faˁala(t) mr.] adım, eşik, basamak (< Ar daraca دَرَجَ yürüdü, adımladı, ayak bastı ) ≈ Aram dərag, dargā דְרַג [#drg] basamak, merdiven ≈ Akad daraggu patika, yürüme yolu Benzer sözcükler: derecelenmek, derecelendirmek, derecelendirme kuruluşu, son derece 13.08.2017 |
|
dereke |
~ Ar daraka(t) دركة [#drk faˁala(t) mr.] merdivenin alt basamağı, bir şeyin dip noktası (≈ İbr derek דרכ yol, patika < İbr dārak דרכ yürüme, ayak basma, adımlama ≈ Aram dārag דרג a.a. ) |
|
dereotu |
<< TTü tere otu < Fa tara تره yeşillik, çiğ yenen her türlü sebze |
|
dergâh |
~ Fa dargāh درگاه kapı mahalli, eşik § Fa dar در kapı + Fa gāh گاه yer |
|
dergi |
<< ETü térgü sofra, sofradaki çeşitli yemek < ETü tér- dermek +gU |
|
derhal |
~ Fa darḥāl در حال şimdiki zamanda, hemen § Fa dar +de hali edatı + Ar der+ ḥāl حال şimdiki zaman |
|