delege |
~ Fr délegué [pp.] yetkilendirilmiş kimse, murahhas ~ Lat delegatus [pp.] a.a. < Lat delegare yetkilendirmek +()t° < Lat de+ lēgare [den.] sözleşmek, görev vermek ≈ Lat lex, leg- yasa |
|
delete |
~ İng delete (yazılmış veya çizilmiş bir şeyi) silmek ~ Lat deletus silinmiş < Lat delere silmek |
|
delgeç |
< TTü del- +(g)Aç |
|
delgi |
< TTü del- +gU |
|
deli |
<< ETü telü deli << ETü tilve a.a. |
|
delik | ||
delil |
~ Ar dalīl دليل [#dll faˁīl sf.] 1. yol gösteren, kılavuz, 2. kanıt < Ar dalla دلّ yol gösterdi, işaret etti |
|
delirium |
~ Lat delirium [dev.] aklını yitirme < Lat delirare [f.] çığırından çıkmak < Lat de+ līra sabanın toprakta açtığı iz, evlek << HAvr *lói̯seh₂ (*lói̯sā) < HAvr *lei̯s- iz |
|
delişmen |
< TTü deliş-/delleş- delirmek +mAn |
|
delta |
~ EYun délta δέλτα 1. Yunan alfabesinin dördüncü harfi, Δ, 2. Nil nehrinin delta harfine benzeyen ağzı ~ Fen dlt kapı, Fenike alfabesinin dördüncü harfi (≈ Aram dāləth דלת kapı, Arami alfabesinin dördüncü harfi, ד ≈ Akad daltu kapı ) |
|
dem(o)+ |
~ Fr démo+ / İng demo+ [bileşik adlarda] halk, ulus ~ EYun dêmos δῆμος 1. diyar, memleket, ülke, 2. taşra halkı, memleketli, 3. halk, ahali < EYun daíō δαίω bölmek, pay etmek, kısımlara ayırmak << HAvr *deh₂- (*dā-) bölmek, pay etmek |
|