deklamasyon |
~ Fr déclamation makamla okuma < Lat declamare (bir şeyden) okumak +(t)ion < Lat de+ clamare okumak, yüksek sesle söylemek |
|
deklanşör |
~ Fr déclencheur tetikleyici < Fr déclencher [den.] mandalını çekmek, tetiklemek +(t)or < Fr de+ clenche mandal ~ Ger |
|
deklare |
~ Fr déclarer ilan etmek, beyan etmek ~ Lat declarare yüksek sesle ilan etmek < Lat de+ clarare [den.] bağırmak < Lat clarus yüksek sesli, açık, parlak, temiz |
|
deklase |
~ Fr déclassé [pp.] sınıf düşmüş, değer kaybetmiş (kimse) < Fr déclasser ait olduğu sınıftan ayırmak, sınıf düşürmek + Fr de+ classe sınıf |
|
dekman |
~ ? |
|
dekoder | ||
dekolte |
~ Fr décolleté [pp.] gerdanı açık (sıfat), giyimde gerdan açıklığı (ad) < Fr décolleter [den.] gerdan açmak +é < Fr de+ collet [küç.] gerdan < Fr col boyun +et° << Lat collum a.a. |
|
dekont |
~ Fr décompte [dev.] 1. indirim, iskonto, 2. hesap dökümü < Fr de+ compter hesaplamak << Lat computare a.a. |
|
dekor |
~ Fr décor ziynet, süs << Lat decus, decor- 1. zerafet, terbiye, uygun davranış, 2. ziynet, süs << HAvr *déḱ-o-s < HAvr *deḱ- benimsemek, öğrenmek |
|
dekovil |
~ Fr decauville dar demiryolu hattı ☼ (İlk kullanım: 1889 Paris Sergisi.) < öz Paul Decauville Fransız mühendis (1846-1922) |
|
dekstroz |
~ Fr/İng dextrose glikozun türevi olan bir şeker < Lat dexter sağ +ose << HAvr *deḱs- sağ, güney |
|