daüssıla |
~ Ar dāu'ṣ-ṣila(t) داء الصلة sıla hastalığı, sıla hasreti § Ar dā دَا hastalık, acı + Ar ṣila(t) صِلَة vuslat |
|
dava |
~ Ar daˁwāˀ دعواء [#dˁw faˁal msd.] talep, iddia, meydan okuma < Ar daˁā دَاعَ çağırdı |
|
davar |
<< ETü tavar 1. sığır, koyun, 2. mal, mülk ≈ Moğ tavar a.a. |
|
davet |
~ Ar daˁwa(t) دعوة [#dˁw faˁla(t) msd.] çağırma, çağrı < Ar daˁā دَعَا çağırdı |
|
davetiye |
< Ar daˁwa(t) davet +īya(t)1 |
|
davlumbaz |
"atın göğüs zırhı" [ Mesud b. Ahmed, Süheyl ü Nevbahar terc., 1354] ~ Fa tabl-bāz davul çalan, davulcu < Fa/Tü tabl/ṭawl davul Not: Burada "davul" anlamındadır. Türkçede çalgı çalan kişi adının çalgıya aktarıldığı görülür. Karş. borazan. 24.08.2017 |
|
davran|mak1 |
<< ETü tavran- hızlı ve canlı hareket etmek < ETü tavra- çevik olmak +In- < ETü *tabır/*tapır hızlı? +(g)A- |
|
davran|mak2 |
< Ar ṭawr طور tavır |
|
davudi |
~ Ar dāwūdī داوودى [nsb.] Davut gibi gür ve kalın sesli < öz Dāwūd داوود Kuran'da peygamber olarak zikredilen Yahudi kralı +ī ~ İbr dāwīd דויד [#dwd] sevilen, dost, Davut |
|
davul |
~ Ar ṭabl طبل [#ṭbl] 1. davul, özellikle savaş davulu, 2. tabla, dairesel ve yassı tepsi ≈ Fa tabal a.a. |
|
daya|mak |
<< Etü taya- yaslamak, isnat etmek < ETü tay +(g)A- |
|