daral |
< TTü daral- |
|
darbe |
~ Ar ḍarba(t) ضربة [#ḍrb faˁla(t) mr.] vuruş, vurgu < Ar ḍaraba ضَرَبَ vurdu |
|
darbımesel |
~ Ar ḍarbu maṯal ضرب مثل hikâyenin son cümlesi, kıssadan hisse, özlü söz § Ar ḍarb ضرب vuruş, vurgu, şiirde beytin son ayağı + Ar maṯal مثل masal, kıssa |
|
darbuka |
≈ Ar darabukka دربكّ bir tür küçük davul (Mıs.) |
|
dareyn |
~ Ar dārayn دارين [dual.] iki evler, dünya ve ahiret < Ar dār دار [#dwr] ev, diyar +ayn |
|
dargın |
TTü: "kızgın, küskün" [ Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] → darıl- Not: Ek yapısı muğlaktır. Benzer sözcükler: dargınlık 22.12.2014 |
|
darı |
<< ETü tarıġ her türlü ekin, tahıl < ETü tarı- ekin ekmek, tohum saçmak +I(g) |
|
darıl|mak |
≈ ETü tarık- daralmak, sıkılmak, bunalmak < ETü tar dar |
|
darmadağın |
< TTü dar-/dart- dağıtmak << ETü tar- yaymak, dağıtmak |
|
darp |
~ Ar ḍarb ضَرْب [#ḍrb faˁl msd.] 1. vurma, çarpma, 2. aritmetikte çarpım, 3. sikke basma < Ar ḍaraba ضَرَبَ vurdu |
|
darphane |
§ Ar ḍarb ضرب çarpma, vurma, para basma + Fa χāne خانه ev |
|