+dan2 |
~ Fa dān دان bilen < Fa dānistan دانستن bilmek, tanımak, haberdar olmak << EFa dan-, dast- bilmek (≈ Ave zan- a.a. ) << HAvr *ǵneh₃- (*ǵnō-) a.a. |
|
dana |
≈ OTü tana bir yaşında sığır yavrusu ~ İr *daēnu a.a. (Kaynak: Mayrhofer 797) |
|
dandik |
~? Fr dandin / İng dandy fazlaca nazik ve kibar kimse |
|
dandini |
< çoc dan-din |
|
dangalak |
< onom dangıl/dıngıl oynama ve sallanma sesi +AlAk |
|
danış|mak |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü tanuş- (karşılıklı) konuşmak, söyleşmek < ETü tanu- konuşmak, söylemek +Iş- → tanı- Not: 19. yy'da marjinalleşmiş bir fiil iken Dil Devrimi döneminde canlandırılmıştır. TTü danış- ve tanış- biçimlerinin 17. yy'dan sonra ayrıştığı anlaşılıyor. Benzer sözcükler: danışılmak, danışma, danıştay 30.09.2017 |
|
danışık |
< TTü danış- konuşmak, istişare etmek +Uk |
|
danışman |
~ Fa dānişmand bilgi sahibi, alim |
|
daniska |
< öz Daniska Danzig/Gdansk, Baltık denizinde bir kent |
|
danişment |
~ Fa dānişmand دانشمند bilge, alim < Fa dāniş bilgi, ilim << OFa dānişn a.a. < OFa dān- bilmek |
|
dank |
: onom rezonanslı darbe sesi |
|